tercüman çocuk klasiklerinden biri olan "tengiz han'ın maceraları" şahap ayhan
tarafından çizilmekteydi. ismini oğuz kağan destanı'ndan alır: gün, ay, yıldız,
gök, dağ, deniz kardeşlerin en küçüğünden. tengiz, eski türkçe'de deniz demeye
gelir.
ülkücüler tarafından sahiplenilmesi yersiz değildi.
"mete han oğlu tengiz han" konseptinin tam ülkücü tarzı bir şey
olması bir yana, tengiz beyimizin söylemi de ülkücülerinki ile örtüşmekte idi.
"fizik ve moral özellikleriyle mükemmel bir türk" tiplemesi olan
tengiz'in tek falsosu sarı saçları idi. eski türk kıyafetleri giymesi
beklenebilecek olan tengiz, ne hikmetse genellikle entari benzeri ilginç bir
kılıkla arz-ı endam ederdi. ne yalan söyleyim yakışıyordu da, etek gibi
durmuyordu (ya da biz öyle görmemeye şartlandırmıştık kendimizi).
tengiz han çeşitli ülkelerde gezer ve bilumum iyi
insanlara yardım eder, cümle kötülerin ağzının payını verirdi. konuları çok
çeşitli olan dizide zaman zaman sembolik anlamlar taşıyan maceralar yer alır (tengiz
kızıl deve karşı: ay yıldızlı kılıcı ele geçiren tengiz, orak ve çekiç şeklinde
silahları olan kızıl devi madara eder ve esir insanları kurtarır) bazen de
oradan buradan aparma unsurlara rastlanabilirdi (kartal adamlar, aslan adamlar
vs vs flash gordon'dan ödünç alınma bir sürü tiple dolu bir dizi macera, bir
ara tengiz'in giydiği kıyafet bile -entari farkıyla- flash gordon'unkinin
aynıydı).
kuvvetli olduğu kadar da zeki bir insandı tengiz, gittiği
ülkelerin dillerini öğrenirdi. çin'den roma'ya, firavunlar mısır'ından
bilinmedik diyarlara gezdiği düşünülürse dil öğrenme rekoru kırdığı
düşünülebilir. söz gelişi, çalınan kutsal kılıcı geri almak üzere roma'ya
giderken yolda latince öğrenmişti, sevgili atı boz aygır'ın sırtında. eh, ötüken
nire, roma nire, hem tengiz bu, öğrenir öğrenir.
maceralar genellikle zincirleme olarak birbirine
bağlanırdı. her telden çalan, her yere giden tengiz sonunda kendi çağındaki
konuları tükettiği için olacak (drakula'yı bile toz etmişti bir ara) şahap
ayhan amcam tarafından ilginç bir zaman yolculuğu ile günümüze ışınlandı.
ilk sayılarda iri kıyım bir çocuk olarak çizerdi, şahap
ayhan, tengizi. kedilerin kuyruğuna ıvır zıvır nesneler bağlar, nenesinden
dayak yer tengiz, kötü adamları pataklamaktan fırsat kaldıkça. babası mete han
en zor görevleri tengize verir tengiz diyar diyar dolaşır. kız kardeşi ipek, ablası
yıldız başlarına iş açar, peşlerinde gezer dolanır, kurtaracam diye helak olur
tengiz. böyle böyle gelişti, serpildi, levent bir delikanlı oldu çıktı. günümüze
ışınlandığında bir genç erişkin olmuştu artık. biz de tengizle birlikte büyüdük.
devam edecek bir tarafı kalmamıştı. hasret bir yaradır içimde, tatlı tatlı
kanar...
*
tengiz'in zamanda seyahat edip günümüze geldiği
sırada, önce tengiz zamanımıza yeni gelmiş bir şaşkın balık halinde iken türkçe'den
başka dil anlamayan iki keltoş tip bir "uçan daire"den çıkıyorlardı. tengiz
bahsettiğimiz gibi, bilumum dünya dillerini bildiğinden, arkadaşlara çince, latince
vb hitap ediyor, fakat ancak neden sonra aklına gelen türkçe ile söylediğinde
cevap alabiliyordu.
uçan daire, klasik uçan daire çizimlerinin
benzerlerinden idi, bir disk, üstünde bir cam kubbe, altında ikizkenar yamuk kesitli,
tepesi kesilmiş koni şeklinde bir bölüm. ufo'nun mürettebatının hikayesi
esrarlı bırakılıyor, ancak türklerle bir ilgilerinin olduğu ima sureti ile
geçiliyordu. bu elemanlar tengiz'in modern zamana adapte olmasına yardım
ediyorlar, zihnine her nevi lüzumlu bilgiyi yüklüyorlardı.
tengiz daha sonra hafızasını kaybetmiş biri
ayaklarına yatarak, kimliğini gizlemek sureti ile muhtelif maceralara
karışıyordu. bir türk bilim adamının yerçekimini kaldıran bir motor yapmasına
yardımcı oluyordu. (motora balem motoru ismini veriyorlardı, yanlış
hatırlamıyorsam.) sonra türk silahlı kuvvetleri'nin desteği ile aracın inşasına
geçiliyordu. ruslar, amerikalılar planları çalmak için çok uğraşıyorlardı, ama
tengiz her birine haddini bildiriyordu. sonra uzay aracının inşa edildiği
hangarın patladığı bir mizansenle gavurları kandırıp, ellerinde bir uzay
aracının bulunmadığı havasını yayıyorlardı. danser adı verilen uçan dairelerin
ve bunlardan çok sayıda taşıyabilecek midan hava gemilerinin gizlice inşa
edilmesi ve gizlenerek çok gerekli olmadıkça kullanılmaması kararı alınıyordu.
danser çok yetenekli bir araçtı. yerçekimi olan
irtifada bile, yerçekimi yokmuş gibi uçabiliyor, dostlarımızın canı çekerse
yerçekimi olmayan irtifalara çıkabiliyor, son hızla uçarken doksan derecelik
açıyla dönüşler yapabiliyor, lazer silahı ile her bir şeyi mahvedebiliyor, icap
ederse görünmez oluyor, bütün amerikan, sovyet, çin uydularını maymun ediyordu.
danser'in inşasında anahtar rol tengiz'indir, zira türk bilim adamı (ismini
hatırlayamıyorum) problemi çözmek üzere olsa da, tengiz takıldığı bir noktayı
aşmasına bizim ufocu dazlaklardan aldığı bilgi ile yardım ediyordu. zaten
danser de o ufo'nun bir benzeri idi.
bu arada yerçekimini kaldıran harika motorun
teknolojisindeki büyük sırrın, bir bobinin nasıl sarılması gerektiği ile ilgili
olması da çok hoş. kimin umrunda...
(bkz: feydamid)
(sirkencubin 20/10/2011 22:53)
bunu çizerken flash gordon'dan epey bir "faydalanmış",
şahap ayhan.
(sirkencubin 29/10/2011 02:44)
feydamid:
`tengiz`'de de ismi geçiyordu bu projenin. mete han
oğlu tengiz han, bir gün macera dönüşü marmara denizi civarında bir yerlerden
geçen küre şeklinde bir yıldırımla çarpılıp 20. yüzyıla ışınlanıyordu. uzaydan
gelen iki adet kabak kafalı uzay türkü, tengiz'i bulup uçan dairelerine
alıyorlar, sonra kafasına bir sürü bilgi yüklüyorlardı. gel zaman git zaman
feydamid projesi üzerinde çalışan bir türk aliminin yanına kapılanan tengiz, ismini
unuttuğum bu alimin balem motorunun sırrını çözmesine ramak kaldığını fark
ediyor ve çözemediği noktayı tesadüfen bulmuş gibi ona gösteriyordu. hâlâ bu
proje üzerinde çalışan ve tengiz okumamış olan varsa vatan millet hayrına
şuracığa eklemeyi vazife bilirim ki kilit nokta bir bobinin nasıl sarıldığıyla
ilgiliydi. sonra bu alim ve tengiz, türk deniz kuvvetlerine bağlı gizli bir
merkezde danser adı verilen ilk uçan daireyi inşa ediyorlardı. midan kelimesi
ise, birden fazla sayıda danser taşıyabilecek özel hava gemileri için
kullanılıyordu. uçan daire taşımak için hava gemisi yapmaya neden lüzum
görüyorlardı, onu bilemiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder