ırkçılık
ırklar arasında nihai bir farklılık gören ve kendi
ırkını diğer ırklardan üstün kabul eden, buna dayanarak başka ırklardan fazla ve
farklı haklar talep eden bir görüştür. bu fikri savunabilmeniz için bütün
ırkların tek bir insandan türediğini gözardı etmeniz gerekir, saf ırk
bulunmadığını da gözardı etmeniz gerekir. bir ırkın diğerlerinden üstünlüğünü
açıklayacak bir referans bulmak da zordur, soyunuzun "kutsal" olduğunu
mu söyleyeceksiniz? peki ama neye dayanarak? nereden geliyor bu kutsallık ve
öyle olduğunu nasıl biliyorsunuz? üstünlüğü kültüre veya tarihe mi dayandıracaksınız?
kime göre, neye göre? neyin üstünlük vesilesi olduğuna kim, nasıl karar verecek?
biyolojik sebeplerle mi açıklayacaksınız üstünlüğü? hangi faktörler daha üstün
kabul edilecek, kim, nasıl karar verecek? iş biyolojiye dayanırsa, aslında
zuluların üstün ırk olduğu fikrini hangi argümanlarla reddedeceksiniz? üstün
ırk fikrinin "çünki öyle" demekten başka bir dayanağı yoktur ve onun
gerçek anlamı da "ben hak-hukuk işlerini keyfime göre halletmek isteyen, adaleti
nalıncı keseriyle tanımlayan, kendimden -ve kendimden saydıklarımdan- başkasını
insan yerine koymak istemeyen egosu himalayalarda gezen, egoizmi aya, fezaya
çıkmış biriyim" demektir. 01/07/2009
***
milliyetçilik, faşizm
milliyetçilikle faşistliğin karşılaştırılması
abestir, milliyetçi olmakla ırkçı olmak karşılaştırmasının aksine bunlar
birbirinin mukabili değildir.
faşist kelimesinin üç anlamı var: birincisi
italyadaki mussolini tayfasının ismi bu. ikincisi devlet veya örgüt otoritesine
dayalı baskı ve şiddet uygulayanlara deniyor. üçüncüsü komünistler için komünist
olmayan, hatta kendi fraksiyonlarından olmayan herkes faşisttir. türkiyede
genelde üçüncü anlamıyla kullanılıyor, ama bu bizi alakadar etmez, kullanan
geri zekalıların sorunu. birinci anlamı da pek bizi alakadar etmiyor. üstünde
durmamız gereken ikinci anlamı.
milliyetçilik de farklı şekillerde tarif edilebilir,
farklı milliyetçilik anlayışları olabilir, o kadar derine inmeden kısa bir
tanımla geçeceğiz: milliyetçilik bir millete mensubiyet şuuru taşımak, ona
hizmet gayesinde bulunmaktır.
şimdi konumuza dönelim: millete hizmet şuuru
taşımakla otoriteye dayalı baskı uygulamak arasındaki fark nedir? siz bunu cevaplamadan
bir soru daha sorayım: galatabahçe fitbol takımı ile sallabolu belediyesi
itfaiye teşkilatı arasındaki fark nedir? ikinci sualin cevabı: n'alaka? birinci
sualin cevabı da aynı. biri fikriyatınızda hangi değerleri esas aldığınızla
alakalı bir konu, diğeri fikriyatınızı hayata geçirmekte ne tür usüller kullandığınızla
alakalı. faşist bir milliyetçi olabilirsiniz veya faşist olmayan bir milliyetçi
olabilirsiniz veya faşist bir sosyalist olabilirsiniz veya faşist olmayan bir
sosyalist olabilirsiniz veya faşist bir islamcı olabilirsiniz veya faşist olmayan
bir islamcı olabilirsiniz...
sormak gereken şu: bir milliyetçi faşist olmalı
mıdır, olmamalı mıdır? bu suale pratik bir cevap arıyorsanız tek partiyle yönetilen
ülkelere bir göz atabilirsiniz, her şeye az sayıda kişinin karar verdiği ve
zorla yaptırdığı yerlere bakabilirsiniz. genelde böyle bir uygulama kendini
herkesten akıllı sanan, her şeyi bildiğini sanan, vicdansız ve merhametsiz bir
grubun olmadık işlere kalkışıp yüzüne gözüne bulaştırması ve herkesin canını yakması,
işleri çıkmaza sokmasıyla sonuçlanıyor. sualimize teorik cevap da aranabilir, ama
lüzum görmüyorum şimdi. aklıselim sahibi hiçbir kimse kendi fikrinden başka
hiçbir fikre hayat hakkı tanımayan, kafasına göre tehdit olarak tanımladığı her
şeyi zor kullanarak bastırmaya kalkan birinin peşinden gitmez, dolayısıyla gerçek
bir türk milliyetçisi faşist olamaz.
güzel kardeşim, milletine bağlılığın, onu savunma
iraden çok güzel, kutlu olsun. ama heyecanın aklını örterse iyi niyetle kötü işler
yaparsın. öfke ve hamaset dolu nutuklarla yetinme, oku, düşün, çalış, üret. yıkmayı
değil yapmayı esas al, kovmayı, dağıtmayı, parçalamayı değil, birleştirmeyi, toplamayı
hedef al. kibirlenme, kendini kimseden ulu görme. hakka, hukuka dayanmadan kimseyi
incitme. gönül kazanmanın kafa kırmaktan büyük bir fetih olduğunu unutma. 09/07/2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder