20 Ocak 2013 Pazar

halifeliğin canlandırılması gerekliliği / ekşi


canlandırma kavramının altını çizip biraz kafa kaşıdıktan sonra olabilecek veya olamayabilecek bir gereklilik. bir tane islam devleti varken, bu devletin başkanına da halife deniyordu. devletler çoğaldıktan sonra, bunlar teoride halifeye bağlı olsa da pratikte işlerin nasıl yürüdüğünü güç dengeleri belirliyordu. osmanoğlu hanedanının halifeliği devralması da kuvvet yoluyla olmuştu. sadece islam dünyasına değil, dünya tarihine baktığımız zaman birlik kurulmasının yolunun güç olduğunu görüyoruz. istisnaları olabilir, ama insanlar "hadi abiler bir araya geliyoruz" diyerek bir araya gelmez, içlerinden biri diğerlerinden belirgin şekilde güçlüyse onun etrafında toplanırlar. rakip olabilecek güce sahip ve tabi olmayı tercih etmeyen birileri varsa, kavga çıkar. biri dayağı yiyene kadar da birlik kurulmaz. bugün türkiye "kendimi halife ilan ettim arkadaş" diye ayağa kalksa bile, islam dünyası tarafından ciddiye alınabilmesi için, iddiasının içini güçle doldurması gerekir. hatta o gücü bulduktan sonra halifelik iddiasında bulunmasa bile birliği sağlayabilir. olay budur, yeteri kadar güçlüyseniz herkesi döversiniz, kaos maos kalmaz. (sirkencubin, 07.09.2007 08:37)

olaya bir de şu açıdan bakabiliriz, aslında halifeliğin canlandırılması gerçekleşmiş bir hadisedir. almanyadaki bir grup performansları sırasında yapmışlardı bunu. rahmetli haluk kurdoğlu veya agah hün sağ olsalardı, onlar da güzel canlandırabilirlerdi. nesin aziz'in ayrıca canlandırılması gerektiğini düşünmüyorum, ortalıkta gezen komik çocuklar mütemadiyen yapıyorlar zaten o işi. (sirkencubin, 07.09.2007 09:07)

"spiritüel" anlamda etkin/ etkili olabilmesi için de, tarihtekinden farklı bir şekilde kurgulanması gerekir. halife devlet başkanıdır, daha ziyade siyasi fonksiyonu vardır. hatta belli bir zamandan sonra hiç fonksiyonu kalmamış, sembolik hale gelmiştir. papa'nın ruhani yetkileriyle karşılaştırılınca, arada farklar olduğu görülmektedir. bir kere birinin günahlarını bağışlamak türü yetkiler islam dünyasında kimsede yok. dini konularda görüş bildirmek, hüküm vermek ise alimlerin* işidir. aynı zamanda halife olan padişah, şeyhülislamdan fetva sorar. müslümanların spiritüel anlamda başıboş olup olmadıkları, çeşitliliğin ne derece başıboşluk sayılacağı ayrı bir tartışma konusu, ama geniş bir müslüman taban üzerinde etkili olacak ve belli bir anlamda temsil vasfını haiz olacak bir yapılanma düşünülürse, bunu sağlamanın yolu ulema üzerinden geçer. geniş bir alanda itibarlı olabilecek ilim-irfan sahiplerinden meydana gelen bir heyet, sözkonusu hedef açısından daha tutarlı olurdu, belirtilen amaçla halifelik çok örtüşmüyor. burada islam dünyası ile hiristiyan dünyası arasındaki bir farka dikkat çekmek gerekiyor, islam'da ruhban sınıfı, yani manevi-uhrevi otoritesi olan kişiler yoktur. kilise kurumu gibi spiritüel yöneticiliği olan bir kurum da yoktur. islam'da "bilenler" vardır sadece, bilmiyorsanız danışırsınız. neyin ne olduğunu bilme ve bildirme işini medrese yapar, halife değil. medreseler de siyasi güçle kısmen ilişkili, kısmen özerk olabilirler, ama "cihanşümul" etkinliği olan bir medrese teşkilatı yok. medrese dışında kurum olarak bir de tekkeler mevcut. bunlar da zaman zaman siyasi merkezle yakınlaşmış olsalar da, sayıları ve çeşitleri epeyce fazla ve hiçbirinin dünya çapında bağlayıcı/ etkin olmak gibi bir iddiası yok. yani papalığın etkinliği açısından önemli olan ekümeniklik kavramının islam dünyasında karşılığı yok, ilim-irfan konuları sözkonusu olduğu zaman sünni islam dünyası çok daha çok sesli bir yer. şiilerdeki mollaların durumunu tam bilemiyorum. (sirkencubin, 07.09.2007 15:35 ~ 15:36)

diyanet işleri başkanlığının varlığı bahsi geçen amaç açısından anlamlı olabilir, ama daha önceden mevcut olan halifeliğin devamı değildir, şeyhülislamlığın devamı sayılabilir.  (bkz: şeyhülislam) (sirkencubin, 07.09.2007 16:08)

tarihe intikal etmiş bir medeniyetin sorun çözme yeteneğini kaybetmiş varislerinin kolay çözüm arayışlarının bir ifadesidir. bunun yanında bir şeye karşı ilgisiz olmanız, onun sizinle ilgili olmadığı anlamına gelmez, hoşa gitse de gitmese de, türkiye islam dünyasının bir parçasıdır. (sirkencubin, 12.09.2007 11:16)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder