11 Ocak 2013 Cuma

müslüman / ihl


zaman zaman dikkatsiz bir şekilde, özel bir vurguyla, asıl mânâsından farklı surette kullanılan bir kelime. eğer vurgulu kullanmakta ısrarcı olacaksanız, farkı ifade etmek üzre tırnak işareti içinde yazmanız daha yerinde olur. uzun izaha hacet yok, iki örnek verince anlaşılır zannediyorum.

1. müslümanlar ahirete inanır.

2. türkiye'de "müslümanlar" sistemin bazı yönlerine karşı çıkmaktadır.

(ben ikinci türlüsünü kastettiğimde daha ziyade islamcılar kelimesini tercih diyorum, ama o da bir çok kişiye antipatik gelen bir kelime...)
#41614 - sirkencubin  - 16.04.2009   11:48


efendim, bu islamcılık nedir, müslümanlıkla ilişkisi nedir meselesi çözemediğimiz meselelerden biri, sebebi de diğerlerinden farklı değil aslında, kavramların yerine oturmaması yüzünden... islamcılık derken biri başka bir şey kastediyor, diğeri başka bir şey anlıyor, ama aynı şeyden bahsediyormuş gibi tartışıyorlar, bir yere varılamıyor.

bazı arkadaşlar müslüman kelimesinden başka bir etikete ihtiyacımız yok diye düşünüyorlar. bence bu hatalı. müslüman kelimesinin ifade ettiği anlamda, elbette başka bir etiket olmaz, ama hayat, fiiller, sözler, düşünceler, duygular çok ve karışık ve biz herbiriyle ilgili farklı alanlara sahibiz. her alanın ayrı bir adı olmalı ki, üzerinde düşünürken kafamız karışmasın. doğrudan dinin kendisiyle ilgili olmayan konularda da müslüman kelimesini kullanırsak, farkında olmadan müslüman kelimesini farklı farklı birkaç anlamda kullanmaya başlarız. bunun hem din bakımından mahzuru olur, hem düşünce faaliyeti bakımından.

tespit edebildiğim kadarıyla müslüman kelimesini, insanlar, üç ayrı anlamda kullanıyorlar ve ikisi kelimenin gerçek anlamı değil. birincisi allah'a, kitaba, peygambere iman edenler, kelimenin asıl -ve tek olması gereken- anlamı. ikincisi siyasi ve fikri faaliyetlerinde islam dinini esas alanlar. bunu yapan kişilerin müslümanlar olduğu açık. ancak müslümanların tamamını içine alan bir kategori değil bu. kaldı ki, dine hizmet maksadı da gütseniz, dini hayata geçirmek için de çalışsanız, siyasi ve fikri faaliyet dinin kendisinden ayrı bir şeydir. din dediğimizde anlamamız gereken nedir? ayetler, hadisler ve bunların doğrudan yorumları olan din ilimleri, tefsir, akaid, fıkıh... halbuki dini hayata hakim kılmak maksatlı bir fikri ve siyasi faaliyet, bunların dışında bir şey. dini kaynakların daha dolaylı yorumları mahiyetinde. din kadar -ister istemez- felsefe ile, toplum bilimleri ile iç içe bir alan bu. bu alandaki faaliyetimize dinden ayrı bir isim vermemiz gerekir. hem kavramları yerine oturtmak için, hem kendi fikri ve siyasi içtihatlarımızı dinin kendisi sanmaya başlamamak için, hem de fikri-siyasi sahadaki mücadelede dini doğrudan hedef haline getirmemek için. bu yüzden bu sahada müslüman kelimesinden ayrı bir kelime olarak islamcı kelimesini tercih ediyoruz. "müslümanın okuma listesi" diye bir şey yapsaydık, içine ne yazmalıydık? kur'an, en başta, kütüb-i sitte ve sonra imam-ı azam, imam-ı gazali, müfessirler, fıkıh alimleri vs. peki, seyyid kutub, ali şeriati, mevdudi, ahmet arvasi, necip fazıl vs. kişileri nereye koyacağız? bunların öncekilerden ayrı bir zümre olduğu açık. şuurlu bir müslümanın bu alanda da okuması gerekir elbet, ama bunların yazdıkları din ilimleri değildir, felsefenin ve toplum bilimlerinin, din ışığında yorumlanmasıyla oluşan bir külliyattır. o zaman ikinci bir liste ortaya çıkıyor: "islamcının okuma listesi". iyi bir islamcı olabilmek için öncelikle iyi bir müslüman olma gayreti bulunmalı ve elbette islamcı müslüman da bütün müslümanlar gibi öncelikle müslümanın okuma listesini ele almalı. ama iki alanı birbirine karıştırmamalı. ayrıca ilk liste bir takım mezhep ve meşrep ayrılıları haricinde tartışmasız ve ortak iken, ikinci liste çok farklı fırkalara ayrılabilir. kimsenin hepsini okuması veya bir kısmını okuması şart koşulamaz. daha ferdidir. daha fazla hataya açıktır. kimi zaman gündeme gelen bir söylem, "islam'ı 32 farza indirgemeye çalışanlar var" mealinde. bu çok yanlış bir bakış açısı, "32 farz" ifadesiyle "az bir şey" gibi gösterilen, koca bir islam ilimleri külliyatıdır ve evet, islam deyince özellikle bunu anlamak gerekir. aksine, ali şeriati'ye, mevdudi'ye "din" muamelesi yapmaya başlarsanız, yanlış yerlere kayarsınız.

müslüman kelimesinin kullanımdaki üçüncü manası da "dindar camia" veya "muhafazakar sınıf" gibi bir şey. bu da hatalı bir kullanım. dindar camiadan ve muhafazakar sınıftan olan herkes müslümandır, ama her müslüman bu zümreden değildir. insanlar "türkiye'de müslümanlar..." diye başlayan öyle cümleler kuruyorlar ki, dedem dışında kalıyor öznenin, amcam içinde. böyle bir şey olamaz. doğru lafızları kullanmazsak, zihnimizde manalar birbirine girer, yanlış düşünürüz, yanlış söyleriz.

#223135 - sirkencubin  - 22.05.2009   10:36

şu aralar, müslüman kelimesini kullanmadan başlık açamayanların ağzına sakız olmuştur.
#2279068 - sirkencubin  - 01.11.2011   22:44

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder