güzel bir fikirdir, aksi teze göre kabul edilmesi
gerçekten de daha kolay bir fikirdir ve lakin insan kabul etmemeye azmetmiş olunca düz duvara
tırmanır, yine de kabul etmez.
masanın üzerinde bir deste iskambil kağıdı duruyordu. bi rüzgar esti (bu kısım vurgulu okunacaktı, özellikle
"bi"), bi de ne göriim, şato olmuş,
bak şu
tesadüfün işine... (bkz: bir ok attım
pilav oldu)
konu aslında şu mükemmel düzen veya bu mükemmel düzen konusu değil,
ortada bir düzen görüp görmediğiniz. düzen
varsa, olup biteni anlamlandırabiliyorsanız, bir düzenleyenin olması da şart. yani tutarlı olmak için iki seçeneğiniz var: ya düzenleyiciyi kabul edeceksiniz veya düzen, anlam
gibi kavramları reddedip kaosu varsayacaksınız. mutlak düzenle mutlak
düzensizlik arasında bir ara kademe olup olmadığı sorusunu es geçiyorum, brick top'a sordum, cevab veremedi, ben de emin
değilim, o sebepten düzenlilik ve düzensizlik şeklinde iki kategori
varmış gibi düşünüyorum şimdilik.
günlük hayatımızda eserden müessire intikal
ediyoruz, yani "düzenlenmiş" bir şey gördüğümüzde birinin onu düzenlediğini, kendi kendine oluşmadığını düşünüyoruz. iskambil kağıtları, şato planına göre
hareket eden bir el olmadan, rastgele
etkilerle şatoya
dönüşmez. mona liza varsa, leonardo da
olmalı, boya tuvale rastgele sıçrarsa anlamlı bir tablo oluşmaz (en yeni moda sanat telakkilerini gözardı ediyoruz),
isminizin telaffuz edildiğini duyuyorsanız rüzgarın uğultusu
olamaz, biri size sesleniyordur (isminiz wwwwwuuuuuuu falan değilse), uzayın uzak bir noktasından rastgele bir dizi
değil de "selam dünyalı biz dostuz, ufo gönderiyoruz, gelin
de iki el tavla atalım" şeklinde deşifre edebildiğiniz bir sinyal alıyorsanız, uzaylıların nihayet ortaya çıktığını düşünürsünüz. ancak konu bütün evren olunca iş karışıyor, çok büyük ve çok karmaşık, düzen ve anlam görmek için bakarsanız düzen ve
anlam buluyorsunuz, kaos görmek için bakarsanız kaos da görebiliyorsunuz. psikoloji
kitaplarındaki resimler gibi, nasıl baktığınıza bağlı olarak yaşlı kadın da olabiliyor, genç kız da. ortada bir vazo da görebiliyorsunuz
veya iki yanda iki insan yüzü de görebiliyorsunuz. iki teori de kendine göre
mantıklı ve gözlemleriniz teoriye bağımlı, sonuçta
kimse bir diğerine
bir şey ispat edebilmiş olmuyor.
eğer bir düzen ve anlam varsa bunun tesadüf olması
sağduyu ile çelişiyor. eğer bir düzen ve anlam
yoksa, boynuzları, pençeleri ve postu
olmayan bir türün çevresine uyum sağlamasını sağlamakla yetinmeyip anlam gibi bir şeyle
uğraşan insan aklı evrimin komik bir şakası, evrendeki muhteşem bir bug durumuna düşmüş oluyor.
bir de, islam açısından insan merkezli görüşün varlığı diğer
türler için tehdit oluşturmuyor, çünki
beraberinde sahip olduğunuz her şeyin size verilmiş bir emanet olduğu ve nasıl kullandığınız
konusunda sorumlu olduğunuz yönünde bir görüş daha geliyor.
(sirkencubin, 08.01.2008 15:29)
#422878 - sirkencubin - 30.10.2011 20:25
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder