örtünme.
islam'ın kadın ve erkek müslümanlara bir emridir. erkekler
için bel ile diz arası, kadınlar için eller ve yüz hariç bütün vücut örtülmesi
gereken bölgelerdir. sahih bir örtü olması için şeffaf olmaması gerekmektedir. hatları
belli eden bir örtü, şeffaf değilse geçerli sayılsa da, çok muteber değildir.
islam literatüründe kadınların sokakta ve yabancı
insanların bulunduğu yerlerde giydiği üst elbiseye cilbab adı verilir. ülkelere
ve kültürlere göre değişen pek çok cilbab şekli vardır, çarşaf, çador, burka, ehram,
başörtüsü ve pardesü bunlara örnek gösterilebilir. ülkemizde bu örtünün
başörtüsü kısmıyla ilgili bir kavga yaşanmakta ve başörtüsünün kamu alanlarında
örtülmesi haksız bir surette engellenmektedir.
kimileri başörtüsünü türban adıyla anmakta veya
geleneksel başörtülerine başörtüsü derken, genelde şehirlerde yaşayan muhafazakar
sınıfa mensup hanımların örttüğü başörtüsüne türban adını takmaktadır. türban
kelimesi batı dillerinde sarık manasına gelir, sih dinine mensup kişilerin
kullandığı sarığa da türban denir ve bu sarığı andıran bir kadın başlığına da
türban denmektedir. mesela emine beder hanımın başında görmeye alıştığımız
başlık türbandır. üniversiteye girmesi engellenen kızların kullandığı örtü
türban değildir, başörtüsüdür. bu örtü araplara mahsus bir kıyafet değildir. olsa
bile kimsenin üstüne vazife değildir, fransız gibi, italyan gibi, amerikalı
gibi giyinmenin serbest olduğu bir ülkede, arap gibi giyinmek de serbest
olmalıdır. başörtüsünün yasaklanması dini vecibelerin yerine getirilmesinin
engellenmesi manasına gelir ve farklı inançlara mensup insanların birbirlerinin
hayat tarzına engel olmasına karşı bir prensip olan laikliğe aykırıdır. evet, doğru
okudunuz, başörtüsü ile devlet dairesine girmek, hizmet almak, burada çalışmak
laikliğe aykırı değildir, aksine bunun engellenmesi laikliğe aykırıdır. ancak
laiklik deyince pozitivist inançların, islam inancı üzerinde baskı
oluşturmasını anlayan jöntürk sınıfı tarafından kavram çarpıtılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder