20 Ocak 2013 Pazar

sonsuz bayram şekeri döngüsü / ekşi


günlerden bayramdır. "zırrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr!!!" alacaklı tarzı kapı çalma efekti işitilir. koşar adım kapıya seğirtirken "kim ola acep" diye düşünürsünüz. kapıda boyları belinizle göğsünüz arasında iki-üç kerata vardır. yüzlerinde samimiyetsiz bir ifade ile, hep bir ağızdan bayramınızı tebrik etmeye girişirler. ilk gelenlere biraz ders vermek istersiniz, ciddiye alıp bayramlarını tebrik edersiniz, el öptürürsünüz, ayak üstü sohbet edersiniz. sabırsızlıkla "ne verecek" diye beklemektedirler. şekerlerini tutarsınız giderler. sonra yine gelirler. üç gün boyunca `gremlinler` gibi şeker tuttukça çoğalırlar. artık dersi falan unutur, kapıyı açar açmaz şekerliği burunlarına dayarsınız. son gelen gruba "şeker bitti" diye patlarsınız, haber hızla yayılır, başka gelen olmaz.

gelelim şekerlere... eski yıllarda misafire alınan şekerden tutulurdu bu köftelere. lakin işi ticarete döktüler. eski çocuklar üç beş şekerle tatmin olurken, yenileri uzak mahallelere kadar uzanıp işi bir toplama hırsı tadında yaşamaya başladılar. para tercih ediyorlardı, ama o kadar çoğalmışlardı ki para işi pahalıya mâl olmaktaydı. ne var ki bir avuç para çocuğu koca bir torba dolusu şekerden daha çok tatmin ediyordu. sonunda aldıkları şekerleri çok ucuz fiyata şekercilere satmaya başladılar. şekerciler de vatandaşa aynı şekerleri tekrar tekrar satmaya başladı. neticede kapıya gelen çocuklar için en ucuzundan, kimsenin yemeyi tercih etmeyeceği tipte şekerler alınmaya başladı. şimdi bu şekerler şekerci-vatandaş-çocuklar üçgeninde sonsuz bir döngüye devam etmekteler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder