17 Ocak 2013 Perşembe

izmir / ihl


izmirli milletinin en çok önem verdiği ibadetlerden birinin lokma dağıtmak olduğunu biliyoruz. fakat bunu ramazan günü gündüz yaparak kendilerini aşmayı başardılar.
#625453 - sirkencubin  - 28.08.2009   15:10

koskoca alsancak'ta bir tane cami var, cuma namazında doluyor mu bilmiyorum, ekseriyetle tenha oluyor. ramazan ayında akşam namazında yolunuz düşerse son cemaat yerinde mütevazı bir ikramla karşılaşıp tanışmadığınız gönül dostlarıyla ayak üstü iftar etme imkanınız olabilir, en azından bir ara vardı. bilmiyorum izmir'i sevmek için işe yarar mı, başka aklıma gelmedi şimdi.
#637151 - sirkencubin  - 31.08.2009   09:53

sevmemekten yorulduğum, bitse de gitsek şehir.

konak tarafında sahilden balçova cihetine bakınca, bulutlardan yedi kat peçe tutunmuş batan gün, ışık oyunları ile tüllerin dağıtarak derya üzre raksa duranda, bir yelkenin ucundan tutunsak da alıp başımızı gitsek şehir.

hâşim'in mâi mesâsı maveraya dair sihirli bir yağmur olup semâdan denize indiği vakit, ruh olup uçup gitsek şehir.

sema karardıkta mahiyet değiştiren zamane yalılarından suya dökülen ışıkların râh-ı mâzisinden yürüyüp sulara karışsak, mest-i hâb olup şeker gibi erisek, boğaziçi gecelerinin kucağına doğru akıp gitsek şehir.

ya da puslu bir günde teleferikle deniz arasında dönen martıların kanatlarına bakıp, viking diyarlarında büklüm büklüm bir fiyortun dibinde, daracık düzde kurulmuş küçücük bir balıkçı köyü kursak, bu köy ötelerde bir yere giden bir güzergahın saklı kapısı, gri bir liman olsa, binip gitsek, basıp gitsek, çekip gitsek şehir.

(sirkencubin, 01.12.2004 10:18)

yarı çıplaklar kampı.

(sirkencubin, 21.07.2009 15:58)

herkes kendi şehrini sever, her şehrin ahalisinin kendine has tuhaf yönleri olabilir, bunlarda kimseyi gerecek bir taraf yok, en fazla istihza ile güler geçersiniz ve lakin izmirli milleti gitgide acayipleşiyor, enteresan bir zihin boyutunda gitgide derinlere iniyor. dışarıdan bakan biri için bunu fark etmek ne kadar kolaysa, bir izmirliye bunu izah etmek de öylece imkansıza yakın... bu sabah böyle bir izah denemesi yapan bir yazıya rastladım, onu arz ediyorum:

((http://nihat-dagli.blogspot.com/2009/07/izmir-sknts.html))

(sirkencubin, 22.07.2009 09:37)

insanların birbirine saygısı konusunda türkiye ortalamasında pek farkı yok, cüzdan gönüllülerinin dışında; yanlış adres tarif edenler, otobüste metroda insanların suratına dik dik bakanlar, sırada kaynayanlar, yüksek sesle müzik dinleyenler, bağıra çağıra konuşanlar, bıçkın tripli esnaf, dolandırıcılar, içip içip gecenin bir yarısı mahalleyi ayağa kaldıranlar, göztepe taraftarı namıyle bilinen bir ayrı yaşam formu... farklı olan tarafları "bis çok öselis ki" kompleksleri. hani hababam serisinde ayşen grudanın canlandırdığı bir öğretmen tipi vardı, aslında kimseyi gerebilecek bir dert teşkil etmediği halde herkesi kendine karşı bir hallerde sanıp tripleriyle sinir yapıyordu... öyle yani.

(sirkencubin, 22.07.2009 10:11)

hakkında anlatılanlara bakılırsa dünyanın bütün iyi niyetli insanları izmir'e toplanmış sanılır, ama öyle değil. en azından bir tanesi ankara'da. taksi şoförü kendisi. çevirmişim yoldan, "aşti" demişim. bir süre gevezelik etmişiz, beni tebessümler içinde bırakmış. nihayet aşti'ye varıyoruz, tam parasını verip taksiden inecekken "yola gidiyorsun sen şimdi, paraya ihtiyacın var mı?" diyor. helal olsun taksici haydar, ne diyeyim?

(ismini yanlış hatırlıyorsam bağışlasın, ama muhtemelen haydar veya ali haydar idi. sohbetindeki tebessüm ettiren taraflardan biri de hem iki saat "alevilere iftira ediyorlar, komünistlere iftira ediyorlar, tanımadan bilmeden konuşuyorlar" diye şikayet edip hem de kendisinin aynı iftiraları tarikatçiler için sıralamasıydı. memleketimden bir adet insan manzarası...)

(sirkencubin, 22.07.2009 13:21)

sol framede ilerlediği hızla ilerlese türkiye'nin bir numaralı sanayi ve ticaret şehri olur, ama son elli atmış seneden beri iktidar partileri engel oluyor.

(sirkencubin, 22.07.2009 14:37)

izmir'in kömürle satın alınamaması efsanesinin arkasındaki gerçek:

izmir ahalisinin termostatı bozuk.

(izmir, 22.7) son yirmi yıldır şehirde yapılan incelemelere göre izmir insanının soğuk algılama sistemleri çalışmıyor. genelde sıcak bir şehir olarak bilinen izmir, yazları gerçekten çok ısınabiliyor, ancak kışın durum hiç de öyle değil, özellikle rüzgarı insanı mızrak gibi delip geçebiliyor. şehir halkı incelendiğinde yaz ve kış arasındaki sıcaklık farklarının giyinme özelliklerine aynı oranda yansımadığı göze çarpıyor. en ufak sıcakta of puf diye soyunan izmirli milleti, kışın en soğuk zamanlarında pek kalın giyinmiyor. hatta mont giyip, boynuna atkı dolayıp, kafasını bere içinde sakladığı halde bir karış (yaklaşık 23,5 cm) boyda mini etekle dolaşmaktan rahatsız olmayanlara rastlanabiliyor. sözkonusu durum kömüre olan talebi azaltıcı yönde etki ediyor.

(sirkencubin, 22.07.2009 14:59)

ampul kafalar, bedeviler, kolormatik gözlüklüler izmir'e sirayet edemedi diye kendini avutan denyoların hayallerinin aksine, izmir'in özelliklerinden biri de nur cemaatinin belli başlı merkezlerinden biri olmasıdır. özfatura'yı kim seçti, taha beye kaç oy çıktı diye bir oturup düşünmek lazım. o da ilginç yani, tezatların memleketi...

(sirkencubin, 22.07.2009 15:12)

#2269453 - sirkencubin  - 26.10.2011   23:28

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder