izmirli milletinin en çok önem verdiği ibadetlerden birinin
lokma dağıtmak olduğunu biliyoruz. fakat
bunu ramazan günü gündüz yaparak kendilerini aşmayı başardılar.
#625453 - sirkencubin - 28.08.2009
15:10
koskoca alsancak'ta bir tane cami var, cuma
namazında doluyor mu bilmiyorum, ekseriyetle tenha oluyor. ramazan ayında akşam namazında yolunuz
düşerse son cemaat yerinde mütevazı bir ikramla karşılaşıp tanışmadığınız gönül
dostlarıyla ayak üstü iftar etme
imkanınız olabilir, en azından bir ara vardı. bilmiyorum izmir'i sevmek için işe yarar mı, başka aklıma gelmedi şimdi.
#637151 - sirkencubin - 31.08.2009
09:53
sevmemekten yorulduğum,
bitse de gitsek şehir.
konak tarafında sahilden balçova cihetine bakınca, bulutlardan
yedi kat peçe tutunmuş batan gün, ışık oyunları ile
tüllerin dağıtarak derya üzre raksa duranda, bir yelkenin ucundan tutunsak da alıp başımızı gitsek şehir.
hâşim'in mâi
mesâsı maveraya dair sihirli bir yağmur olup
semâdan denize indiği vakit, ruh olup uçup gitsek
şehir.
sema karardıkta mahiyet değiştiren zamane
yalılarından suya dökülen ışıkların râh-ı mâzisinden yürüyüp sulara karışsak, mest-i hâb olup şeker gibi erisek, boğaziçi gecelerinin kucağına doğru akıp gitsek şehir.
ya da puslu bir günde teleferikle deniz arasında
dönen martıların kanatlarına bakıp, viking diyarlarında büklüm büklüm bir
fiyortun dibinde, daracık düzde kurulmuş küçücük bir balıkçı köyü kursak, bu köy ötelerde bir yere giden bir güzergahın
saklı kapısı, gri bir liman olsa, binip gitsek, basıp gitsek, çekip gitsek şehir.
(sirkencubin, 01.12.2004 10:18)
yarı çıplaklar kampı.
(sirkencubin, 21.07.2009 15:58)
herkes kendi şehrini sever,
her şehrin
ahalisinin kendine has tuhaf yönleri
olabilir, bunlarda kimseyi gerecek bir taraf yok, en fazla istihza ile güler
geçersiniz ve lakin izmirli milleti gitgide acayipleşiyor, enteresan bir zihin boyutunda gitgide derinlere
iniyor. dışarıdan
bakan biri için bunu fark etmek ne kadar
kolaysa, bir izmirliye bunu izah etmek de öylece imkansıza yakın... bu sabah
böyle bir izah denemesi yapan bir yazıya rastladım, onu arz ediyorum:
((http://nihat-dagli.blogspot.com/2009/07/izmir-sknts.html))
(sirkencubin, 22.07.2009 09:37)
insanların birbirine saygısı konusunda türkiye
ortalamasında pek farkı yok, cüzdan gönüllülerinin dışında; yanlış adres tarif edenler, otobüste metroda insanların suratına dik dik
bakanlar, sırada kaynayanlar, yüksek sesle müzik dinleyenler, bağıra çağıra konuşanlar, bıçkın tripli esnaf, dolandırıcılar, içip içip
gecenin bir yarısı mahalleyi ayağa kaldıranlar, göztepe taraftarı namıyle bilinen bir ayrı yaşam formu... farklı olan tarafları "bis çok öselis ki"
kompleksleri. hani hababam serisinde ayşen grudanın canlandırdığı bir öğretmen tipi vardı, aslında
kimseyi gerebilecek bir dert teşkil etmediği halde herkesi kendine karşı bir
hallerde sanıp tripleriyle sinir yapıyordu...
öyle yani.
(sirkencubin, 22.07.2009 10:11)
hakkında anlatılanlara bakılırsa dünyanın bütün iyi
niyetli insanları izmir'e toplanmış sanılır,
ama öyle değil. en azından bir tanesi ankara'da. taksi şoförü kendisi. çevirmişim yoldan,
"aşti" demişim. bir
süre gevezelik etmişiz, beni tebessümler içinde
bırakmış. nihayet aşti'ye varıyoruz, tam parasını
verip taksiden inecekken "yola gidiyorsun sen şimdi, paraya ihtiyacın var mı?" diyor. helal olsun
taksici haydar, ne diyeyim?
(ismini yanlış hatırlıyorsam bağışlasın, ama muhtemelen haydar veya ali haydar idi. sohbetindeki
tebessüm ettiren taraflardan biri de hem iki saat "alevilere iftira
ediyorlar, komünistlere iftira ediyorlar, tanımadan bilmeden konuşuyorlar" diye şikayet edip hem de kendisinin aynı iftiraları
tarikatçiler için sıralamasıydı. memleketimden
bir adet insan manzarası...)
(sirkencubin, 22.07.2009 13:21)
sol framede ilerlediği hızla ilerlese türkiye'nin bir numaralı sanayi ve ticaret şehri olur, ama son elli atmış seneden beri iktidar partileri engel
oluyor.
(sirkencubin, 22.07.2009 14:37)
izmir'in kömürle satın alınamaması efsanesinin
arkasındaki gerçek:
izmir ahalisinin termostatı bozuk.
(izmir, 22.7) son yirmi yıldır şehirde yapılan
incelemelere göre izmir insanının soğuk algılama sistemleri çalışmıyor. genelde sıcak bir şehir olarak bilinen izmir, yazları gerçekten çok ısınabiliyor, ancak kışın durum hiç de öyle
değil, özellikle rüzgarı insanı mızrak
gibi delip geçebiliyor. şehir halkı incelendiğinde yaz ve kış arasındaki sıcaklık farklarının
giyinme özelliklerine aynı oranda
yansımadığı
göze çarpıyor. en ufak sıcakta of puf
diye soyunan izmirli milleti, kışın en soğuk zamanlarında pek kalın giyinmiyor. hatta mont giyip, boynuna atkı dolayıp, kafasını
bere içinde sakladığı halde bir karış (yaklaşık 23,5 cm) boyda mini etekle dolaşmaktan rahatsız
olmayanlara rastlanabiliyor. sözkonusu
durum kömüre olan talebi azaltıcı yönde etki ediyor.
(sirkencubin, 22.07.2009 14:59)
ampul kafalar, bedeviler, kolormatik gözlüklüler
izmir'e sirayet edemedi diye kendini avutan denyoların hayallerinin aksine, izmir'in
özelliklerinden biri de nur cemaatinin belli başlı merkezlerinden biri olmasıdır. özfatura'yı kim seçti, taha beye kaç oy çıktı
diye bir oturup düşünmek lazım. o da ilginç yani,
tezatların memleketi...
(sirkencubin, 22.07.2009 15:12)
#2269453 - sirkencubin - 26.10.2011
23:28
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder