kaşgarlı mahmud ile cevdet paşa arasındaki dönemde türkçe hakkında neredeyse hiçbir şey yazılmamış
olmasına mukabil, arap dili bilgisini
araştıranlar
arasında en mühim kişilerden olan zemahşerî'nin türk olduğu rivayet edilmektedir. ilk
anda çok garip görünen bu durum düşündükçe anlaşılmaktadır, aslında kimsenin oturup dil bilimi araştırması yapmak gibi
bir amacı yoktur, ama arapça bilgisini
derinleştirmeden
ve temellendirmeden din bilgisi üzerinde çalışmanın imkanı da yoktur. ama eller kendi dilini sabahın köründe
hatırlarken öğlene kadar uyanamamak bize has bir marifettir.
(sirkencubin, 22.02.2003 02:33)
bir sürü kişi arap harfleri ile yazılmış bir metin gördüler
mi, hemen atlarlar "aa, arapça mı
okuyorsun?" siz "hayır, bu türkçe" deyince de tuhaf tuhaf bakarlar.
kısaca osmanlıca derseniz jetonlar çabuk düşer,
inat eder de bu arap harfli türk yazısıyla yazılmış türkçe bir metin diye
açıklamaya kalkarsanız kafalar iyice karışır.
(sirkencubin, 22.02.2003 02:36)
pek çok kişi arap yazısının zor olduğunu sanır, pek çoğu da kargacık burgacık çirkin bir yazı olduğunu
sanır. ilk anda karışık gelen kurallar, kısa sürede hazmedilir, hiç bir problemi yoktur, işin en kolay tarafıdır. hangi alfabeyle olursa olsun itinasız yazılmış bir el yazısı
kargacık burgacık ve çirkindir, hangi
alfabe ile olursa olsun itina ile yazılmış, maharetli bir elden çıkmış yazı güzeldir. hüsn-i hat meselesine girmeyeceğim, o daha da başka bir şey.
(sirkencubin, 22.02.2003 02:41)
sual: dilimizde, te-şekkür, te-sbit gibi arapca kökleri olan kelimelerde baştaki te ne ekidir?
cevap: teşekkür ve tesbit gibi kelimelerin başındaki te bir
ek değildir. daha doğrusu arapça'da tam olarak bizdeki anlamıyla bir ek kavramı yok,
ya da biraz daha farklı.
arapça'da vezin veya bâb denen bir takım kalıplar
bulunmaktadır. kelime kökleri ise, türkçe'deki gibi somut kelimeler halinde değil, soyut harf öbekleri şeklindedir. kökler kalıba dökülerek somut kelimeler elde
edilir. kalıplar bir takım sabit harfler ve bir takım değişken harflerden oluşur. değişken harfler çekim
sırasında soyut kök öbeğindeki harflerle değiştirilir. parametrik olarak yazacak olursak, x1yz şeklinde bir kalıbımız
olduğunu varsayalım. ş-k-r öbeğini bu kalıba dökmek
istersek ş1kr şekline çeviriyoruz. rakamla belirttiğim sabit harflere zâid harfler deniyor. bunlar kalıpta yer aldıkları için bir çok
kelimede tekrarlanırlar.
vezin denen kalıplar ifade edilirken f-a-l öbeği ile çekilmiş şekilde
söylenir. yani her kalıbın f-a-l
çekimi, o kalıbın ismi olmaktadır. fiili çekerken f öbeğin ilk harfiyle, a ikinci ve l de üçüncü harfiyle değiştirilir. soyut köklerin tamamına yakını üç harften meydana
gelir.
biraz daha somutlaştırırsak, mesela fâil diye bir vezin var, fonksiyonu bir işi yapan kimsenin belirtilmesi. arap alfabesi ile fe-elif-ayın-lam
harfleri ile yazılıyor. harekeleri de hesaba katmak gerek elbette, fe'nin
üzerinde e/a okutan üstün, ayın'ın altında ı/i okutan esre ve lam'ın üstünde
sessiz okutan cezim var. ş-k-r kökünü bu kalıba göre çekersek şâkir kelimesini elde
ederiz ve bu şükreden kişi anlamına gelir.
teşekkür kelimesi de ş-k-r kökünün tefa'ul vezninde çekilmiş halidir. (vezni doğru hatırladığımdan ve latin harfleri ile nasıl yazılması gerektiğinden
emin değilim.) yani burada te bir ek
değil, kalıbın bir parçasıdır. te-üstün/şın-üstün/kef-şedde-ötre/ra-cezim
şeklinde
yazılır. mesela taşımak anlamıyla ilgili
h-m-l kökünü bu kalıba dökünce
tehammül (tahammül) kelimesini elde ederiz. tesbit de mastar fonksiyonu olan
tef'il vezni ile s-b-t kökünün çekiminden elde edilir, te harfi yine bir ek değil, kalıba ait zâid harftir.
(sirkencubin, 15.04.2004 09:25)
#2267872 - sirkencubin - 25.10.2011
19:31
esasen arapça bir lisandır ve harekeli-harekesiz
diye bir ayrıma mahal yoktur. lakin arapça'nın yazısının hareke ile yazılıp
yazılmaması, bir mesele olarak içte ukte olabilir ki çok da yersiz değildir. arap yazısının ilk şeklinde, okumayı kolaylaştıran ve adına hareke denen işaretler bulunmamaktadır. hatırladığım kadarı ile bunlar haccac denen hükumdar
zamanında kullanılmaya başlamıştır. ana
dili arapça olan ve/veya iyi eğitimli kişiler arapça yazıları çatır çatır okuduğu
halde, bu dile pek aşina olmayanların sıkça hata yapabilmesi sebebiyle, özellikle
kur'an ayetleri yazılırken hareke konması usulü benimsenmiştir. türkiye'de neşredilen mushaflarda bu harekeler tam
olarak bulunmaktadır. ama meselâ
medine'de neşredilen
mushaflarda harekeler hem bizdekine
göre daha az miktarda ve hem de muhtemelen sistem olarak az biraz farklıdır. modern
arapça'da da çok yoğun bir hareke kullanımı görülmemektedir. bütün seslerin harekelerle gösterilmesi yerine, sadece karıştırılması ihtimali
olan yerlerde hareke kullanılmaktadır,
ama kimin karıştırması, kimin karıştırmaması derseniz iş
karışır.
arap harfli türk yazısında da pek hareke
kullanılmaz, çok fazla da gerek olmaz. ama 14-15. yüzyıla ait metinlerde daha
fazla hareke kullanıldığı göze çarpmaktadır.
harekesiz arapça'dan şikayetçi olanlara, bir de noktasız arapça'ya göz atmalarını tavsiye
ederim.
(sirkencubin, 29.09.2003 09:52)
#2273140 - sirkencubin - 29.10.2011
13:44
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder