12 Ocak 2013 Cumartesi

arapça / ekşi


kaşgarlı mahmud ile cevdet paşa arasındaki dönemde türkçe hakkında neredeyse hiçbir şey yazılmamış olmasına mukabil, arap dili bilgisini araştıranlar arasında en mühim kişilerden olan zemahşerî'nin türk olduğu rivayet edilmektedir. ilk anda çok garip görünen bu durum düşündükçe anlaşılmaktadır, aslında kimsenin oturup dil bilimi araştırması yapmak gibi bir amacı yoktur, ama arapça bilgisini derinleştirmeden ve temellendirmeden din bilgisi üzerinde çalışmanın imkanı da yoktur. ama eller kendi dilini sabahın köründe hatırlarken öğlene kadar uyanamamak bize has bir marifettir.

(sirkencubin, 22.02.2003 02:33)

bir sürü kişi arap harfleri ile yazılmış bir metin gördüler mi, hemen atlarlar "aa, arapça mı okuyorsun?" siz "hayır, bu türkçe" deyince de tuhaf tuhaf bakarlar. kısaca osmanlıca derseniz jetonlar çabuk düşer, inat eder de bu arap harfli türk yazısıyla yazılmış türkçe bir metin diye açıklamaya kalkarsanız kafalar iyice karışır.

(sirkencubin, 22.02.2003 02:36)

pek çok kişi arap yazısının zor olduğunu sanır, pek çoğu da kargacık burgacık çirkin bir yazı olduğunu sanır. ilk anda karışık gelen kurallar, kısa sürede hazmedilir, hiç bir problemi yoktur, işin en kolay tarafıdır. hangi alfabeyle olursa olsun itinasız yazılmış bir el yazısı kargacık burgacık ve çirkindir, hangi alfabe ile olursa olsun itina ile yazılmış, maharetli bir elden çıkmış yazı güzeldir. hüsn-i hat meselesine girmeyeceğim, o daha da başka bir şey.

(sirkencubin, 22.02.2003 02:41)

sual: dilimizde, te-şekkür, te-sbit gibi arapca kökleri olan kelimelerde baştaki te ne ekidir?

cevap: teşekkür ve tesbit gibi kelimelerin başındaki te bir ek değildir. daha doğrusu arapça'da tam olarak bizdeki anlamıyla bir ek kavramı yok, ya da biraz daha farklı.

arapça'da vezin veya bâb denen bir takım kalıplar bulunmaktadır. kelime kökleri ise, türkçe'deki gibi somut kelimeler halinde değil, soyut harf öbekleri şeklindedir. kökler kalıba dökülerek somut kelimeler elde edilir. kalıplar bir takım sabit harfler ve bir takım değişken harflerden oluşur. değişken harfler çekim sırasında soyut kök öbeğindeki harflerle değiştirilir. parametrik olarak yazacak olursak, x1yz şeklinde bir kalıbımız olduğunu varsayalım. ş-k-r öbeğini bu kalıba dökmek istersek ş1kr şekline çeviriyoruz. rakamla belirttiğim sabit harflere zâid harfler deniyor. bunlar kalıpta yer aldıkları için bir çok kelimede tekrarlanırlar.

vezin denen kalıplar ifade edilirken f-a-l öbeği ile çekilmiş şekilde söylenir. yani her kalıbın f-a-l çekimi, o kalıbın ismi olmaktadır. fiili çekerken f öbeğin ilk harfiyle, a ikinci ve l de üçüncü harfiyle değiştirilir. soyut köklerin tamamına yakını üç harften meydana gelir.

biraz daha somutlaştırırsak, mesela fâil diye bir vezin var, fonksiyonu bir işi yapan kimsenin belirtilmesi. arap alfabesi ile fe-elif-ayın-lam harfleri ile yazılıyor. harekeleri de hesaba katmak gerek elbette, fe'nin üzerinde e/a okutan üstün, ayın'ın altında ı/i okutan esre ve lam'ın üstünde sessiz okutan cezim var. ş-k-r kökünü bu kalıba göre çekersek şâkir kelimesini elde ederiz ve bu şükreden kişi anlamına gelir.

teşekkür kelimesi de ş-k-r kökünün tefa'ul vezninde çekilmiş halidir. (vezni doğru hatırladığımdan ve latin harfleri ile nasıl yazılması gerektiğinden emin değilim.) yani burada te bir ek değil, kalıbın bir parçasıdır. te-üstün/şın-üstün/kef-şedde-ötre/ra-cezim şeklinde yazılır. mesela taşımak anlamıyla ilgili h-m-l kökünü bu kalıba dökünce tehammül (tahammül) kelimesini elde ederiz. tesbit de mastar fonksiyonu olan tef'il vezni ile s-b-t kökünün çekiminden elde edilir, te harfi yine bir ek değil, kalıba ait zâid harftir.

(sirkencubin, 15.04.2004 09:25)
#2267872 - sirkencubin  - 25.10.2011   19:31

esasen arapça bir lisandır ve harekeli-harekesiz diye bir ayrıma mahal yoktur. lakin arapça'nın yazısının hareke ile yazılıp yazılmaması, bir mesele olarak içte ukte olabilir ki çok da yersiz değildir. arap yazısının ilk şeklinde, okumayı kolaylaştıran ve adına hareke denen işaretler bulunmamaktadır. hatırladığım kadarı ile bunlar haccac denen hükumdar zamanında kullanılmaya başlamıştır. ana dili arapça olan ve/veya iyi eğitimli kişiler arapça yazıları çatır çatır okuduğu halde, bu dile pek aşina olmayanların sıkça hata yapabilmesi sebebiyle, özellikle kur'an ayetleri yazılırken hareke konması usulü benimsenmiştir. türkiye'de neşredilen mushaflarda bu harekeler tam olarak bulunmaktadır. ama meselâ medine'de neşredilen mushaflarda harekeler hem bizdekine göre daha az miktarda ve hem de muhtemelen sistem olarak az biraz farklıdır. modern arapça'da da çok yoğun bir hareke kullanımı görülmemektedir. bütün seslerin harekelerle gösterilmesi yerine, sadece karıştırılması ihtimali olan yerlerde hareke kullanılmaktadır, ama kimin karıştırması, kimin karıştırmaması derseniz iş karışır.

arap harfli türk yazısında da pek hareke kullanılmaz, çok fazla da gerek olmaz. ama 14-15. yüzyıla ait metinlerde daha fazla hareke kullanıldığı göze çarpmaktadır.

harekesiz arapça'dan şikayetçi olanlara, bir de noktasız arapça'ya göz atmalarını tavsiye ederim.

(sirkencubin, 29.09.2003 09:52)
#2273140 - sirkencubin  - 29.10.2011   13:44

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder