ahir zaman icadı, her şeyin bir de yeşilini
üretme faaliyetlerini derleyip toplayacak bir terim olarak işe yarayabilir.
şöyle bir sahne tasavvur edin: yeni bir kıtaya ayak basmış insanlar var, amerika'ya ilk giden avrupalılar olabilir mesela,
yahut daha güzel bir örnek, robinson crusoe; karşılarında bambaşka şartlar var, eski dünyalarından tamamen farklı. ne
yapabilirler? ya yeni dünyaya göre kendilerini dönüştürecekler, alışkanlıklarını değiştirecekler
veya bu yeni dünyayı, ellerindeki
malzeme nisbetinde, mümkün olduğu kadar,
eski dünyalarına benzetmeye çalışacaklar.
mesela çay bulamasalar bile, hindistan cevizi sütü ile "five tea" seromonisini
ifa edecekler. mözlim layfstayl da böyle bir şey,
bir yandan "islami olmak" iddiasından vazgeçmemek, diğer yandan moderniteden
taviz vermemek için gayret etmek: ayna
karşısında
cehdedip "başörtüsünde paris
rüzgarı" yakalamaya çalışmak, "party" olayının, flörtün bile "islami"
versiyonunu aramak... iki milenyum kadar geri gidip başka bir filmi
hatırlayalım şimdi, paganlar hristiyan
oldular güya, ama hristiyanlaşmak yerine hristiyanlığı paganlaştırmayı tercih
ettiler.
alengirli sual şu:
tavizsiz abilerden, kopuşunu idrak bile edemeyecek vaziyetteki
yeğenlere
nasıl geldik? birçok cevabı olabilir
bunun ve görünüşe göre kültür kavramı da bu meyanda dile gelmesi gereken bir husus.
nerden çıktı diyenler için: (bkz: emel)
#203242 - sirkencubin - 07.03.2010
22:31
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder