20 Ocak 2013 Pazar

pankart kavgası / ekşi


pankart kavgaları, pankartın üzerinde ne yazdığından ziyade, kimin o pankartı taşıdığı veya bir yere astığı ile ilgilidir. karşıt görüşlü öğrenci raconunda pankart asma faaliyeti köpeklerin hacet giderme vakıası gibi bir mekan belirleme işaretidir. karşıt görüşlü öğrenciler bir yere pankart asarsa, bu bütün öbür karşıt görüşlü öğrencilere batar. son kavgadan bu yana gerekli süre geçmiş, dayak atmış olmanın tatmini ortadan kalkmış, yahut yenilen dayağın izleri az çok silinmişse, potansiyel bir kaşıntı varsa, karşıdaki ekibi berideki ekibin gözü kesiyorsa, direkt hadiseye girilebilir. pankart asanın müs-genç, gomoniz, faşiz olması durumu değiştirmez pek. tkp'li primitif yaşam formlarının yoğurtlarının da, beğenmedikleri kişilerinkilerden daha ak olmadığını kavrayabilecek seviyeye erişmediğimiz sürece daha çok kavga olur. naapsın adamlar yani, gızıl gomonizlerin ülkeyi karanlığa boğmasına izin mi versinler? herkes kendine baksa biraz daha rahat nefes alacağız. söylenecek tek doğru söz al birini vur ötekinedir.

esasta dünyanın bir çok yerindeki benzeri başka kavgalardan çok da farkı olmayan bir kavgadır. haberlerde bir sürü kelalaka ülkelerde çatışan "karşıt gruplar" veya polis-gösterici kavgaları görürsünüz. gündelik hayatları, alışkanlıkları, zevkleri, kültürleri, davranış modelleri hiç birbirine benzemeyen farklı toplumların böyle kavgalarda neredeyse birbirinin fotokopisi gibi tavırlar göstermeleri ilginç. sosyoloji allameleri açıklayıverirlerse seviniriz. birileri izah edip bizi aydınlatıncaya kadar, kendimizi bir tarafa yakın da hissetsek, iki tarafın da acınacak, üzülecek halde olduğunu kabulde berkarar olacağız. böyle kavgalarda iki taraf da kurban durumundadır. küresel bir oyun tahtasının üzerindeki taşlardır hepsi de, üstelik aralarında kim beyaz kim siyah çekişmesi olsa bile, aslında hepsi de grinin muhtelif tonlarındadır.

gel gör ki kurmalı oyuncaklar gibi şartlandırıldıkları tepkileri göstermeyi marifet zanneden, kendi bağırtısından başkasını işitmeyen, köşe başlarında dağıtılacak bildiri kaleme alır gibi bir üslupla minyatür beynine uğramadan ağzına geliveren lafları sıralamaya alışık olanlar gözlerini açıp da ortada olup biteni görmeye yanaşmazlar, ideolojilerinin sağladığı zihin konforu hoş gelir bünyelerine. ayrıca sözlükte aklı başında kimsenin birilerini ikna etmeye çalıştığını da düşünmüyorum, kabuklu deniz ürünü kafalı kişilerle lüzumundan fazla vakit kaybettik bile.

edit: bak şimdi... hepsi aynı dedik, yanlış söyledik. uzak doğulular çok şık dövüşüyor, haklarını yememek lazım. hayır yani, sadece karate, tekvando bilmekle ilgili değil, adamlar vecd halinde, bütün varlıkları ile dövüşüyorlar. bizim kavgacıları da kore'ye staja mı göndersek ne?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder