19 Ocak 2013 Cumartesi

türk islam sintezi / öz aramızdı


islamcı milliyetçilik veya milliyetçi islamcılık da denebilir bu fikre, maksat sentez aramak veya zıtlardan bir bütün çıkarmaya çalışmak değildir. "önce türk müsün, müslüman mısın" tarzındaki abuk bakış açısını eleştiren bir görüştür, islam ı üst sistem olarak ele alır ve millet vakıasının benimsenmesinin islamla çelişmediğini ifade eder. meseleyi biraz daha derinleştirmek için ittihat ve terakki döneminde bahis mevzuu olan "üç tarz-ı siyaset" meselesine bakmak gerekir. üç siyaset tarzı, o dönemde hakim olan üç eğilimi ifade etmektedir: garpçılık, türkçülük ve islamcılık. sentez tarzındaki bir görüş, bildiğim kadarıyla ilk defa ziya gökalp tarafından "türkleşmek, islamlaşmak, muasırlaşmak" teziyle ifade edilmiştir. bu üç temayül daha sonraki dönemlerde de türkiye de fikri hayatın seyrini belirlemiştir. türklüğü temel dava alan ve dini, fikriyat için esas bir mesele olarak görmeyen kutup ile, islamiyeti davasına esas kabul eden ve millet fikrini reddeden kutbun ortasında, her iki eğilimi de benimseyen ve birbiriyle çelişkili görmeyen bir grup vardır ve türk islam sentezi veya türk islam ülküsü ifadeleri bu grubun görüşünü ifade etmektedir.

ziya gökalp a göre medeniyet bütün insanları birleştiren büyük bir daire, din onun altında bulunan ve onu birkaç parçaya bölen müteaddit daireler ve milliyet de din dairesinin altında kalan ve kültürle ifade edilen nihai dairedir. erol güngör e göre, medeniyet dairesi din dairesiyle örtüşür, her dinin kendi medeniyeti vardır ve bu medeniyet o dine mensup milletleri birleştirir. s. ahmet arvasi ye göre ise, medeniyet dairesi milli bir dairedir. arvasi, türk islam ülküsü görüşünü bir medeniyet davası olarak ele alır. buna göre bir medeniyetin terkibinde bulunan unsurlar, din, ilim ve kültürdür. kültür her milletin kendisine mahsus olduğu için, medeniyetler de milletlere mahsustur, ancak terkipte dinin de bulunması bir takım medeniyetleri birbirine yaklaştırır. bugün için türk-islam medeniyeti inkıraza uğramıştır, onu ihya etmek için hem ilim, hem din ve hem de kültür sahalarında ilerlemek gerekir.

yazarların görüşlerini uzun zaman önce okuduklarımdan hatırımda kalanlara göre yazdım, hata varsa affola. kanaatimce üç yazarın da haklı olduğu noktalar var, en doğru bulduğum da arvasinin görüşleri, ama ona da bir iki şerh konabilir. ezcümle medeniyet beşerî mi, dinî mi, millî mi suali biraz yapma bir sual, hangi ölçekten baktığınıza göre bu görüşlerin üçü de doğru olabilir. kültür ve medeniyet birbirinden ayrı değil, aynı şeyin iki vechesi denebilir. keza ilim de, din de ne kültürden, ne medeniyetten bağımsız. türk islam sentezi fikrini doğru anlayabilmek için din ve kültür arasındaki ilişkiyi irdelemek gerek, fikrimce kültürü dine aykırı bir şey gibi gören ümmetçi islamcı görüş hatalı. diğer taraftan din derken kastedilen islam dini ise, onun "bireysel planda kalması gerektiği" ve benzeri görüşler de hatalı, islam dini fert hayatını, toplum hayatını, fertlerin birbiriyle ve toplumla ilişkilerini, devleti ve devletler arası ilişkileri denetleyen bir dindir, bir müslüman için bir hayat ekseni teşkil eder ve bu eksen üzerinde, islam ı hesaba katmayan ideolojilere yer bırakmaz. son olarak dinde reform beklentilerinin de hatalı olduğunu söylemek gerek, islam kaynakları belli ve sabit bir dindir, değiştirilmesi sözkonusu değildir. dini, içinde yaşadığınız şartlara göre değiştiremezsiniz, bilakis her yeni nesil, içinde yaşadığı dünyayı vahye dayanan esasların ışığında dönüştürmekle mükelleftir. yeni sorular elbette yeni cevaplar ister, ama bu yeni cevaplar da insanlığın değişmez ölçülerine dayanmalıdır.

not: bu hususta mehmet niyazi özdemir in islam devlet felsefesi adlı eserine müracaat edilmesi de faydalı olabilir.
22/4/2009


türk islam sentezi eklektik bir fikir midir? eğer türklük/ türkçülük derken belirli ve değişmez esasları bulunan bir vakıayı kastediyorsanız ve bunlar islam/ islamcılık esasları ile çelişiyorsa, bu fikri eklektik bulmanız tabiidir, ancak bu görüşünüz türklük/ türkçülük anlayışı sizinkinden farklı olanları bağlamaz. kültür dış tesirlere kapalı, değişmez bir vakıa değildir; bilakis başka kültürlerle alışverişte bulunarak gelişir. dağların, ormanların arasında kapalı kalmış, izole bir kabile değilseniz, saf bir kültürünüzün olması mümkün değildir. vaktiniz varsa orkun kitabelerinde geçen çince menşeli kelimeleri sayabilirsiniz. islam dininin ve diğer müslüman milletlere ait kültürlerin tesirlerini taşıyan bir türk kültürü anlayışını reddediyorsanız, karahanlılardan bu yana geçen türk tarihinin yaklaşık bin yıllık kısmını büyük oranda reddediyorsunuz demektir.

islam dininin gereklerinin türk kültürü üzerinde belirleyici ve düzenleyici olması, buna mukabil islam dininin, türk kültürüne veya başka bir şeye göre değiştirilememesi, yani birinin diğeri üzerinde baskın olması, sentez fikrini manasız kılar mı? bu da sentez deyince ne anladığınıza bağlı. // biri diğeri üzerinde belirleyici olunca, gerçekte sadece belirleyici olan var ve diğeri yok demektir// diye düşünüyorsanız, gerçekte ortada bir sentezin bulunmadığını düşünebilirsiniz. ancak dini sabit ve kültürü de değişken birer vakıa olarak anlayan biri için, ikisinin eşit ağırlıkta olmasını beklemek saçmadır. islam dininin esasları, allah tarafından bildirilmiş esaslardır ve hiçbir kulun onları değiştirme yetkisi yoktur. kültür ise, ister dinin tesiriyle, ister başka şeylerin tesiriyle zaten sürekli değişmektedir. tarihte islamla çelişen bir takım türk adetleri var olmuşsa ve siz bunları terk etmişseniz, bu sizi türk olmaktan çıkarmaz, yahut türkçülüğünüze halel getirmez. bir müslümanın // ben türklüğümü bildiğim gibi yaşarım, islam karışmasın// demesini beklemek saçmadır. milli varlığına ve kültürüne sahip çıkmayı dine aykırı gören ümmetçi görüş gibi; dini milli hususiyetlere ters gören veya bunlara karışmadan kendi köşesinde oturmasını bekleyen görüş de hatalıdır.

türk islam sentezi, türk olmakla müslüman olmak arasında bir seçim yapma gereği duymayanların, dini ve milliyeti birbirine muhalif görmeyenlerin fikridir. bu fikrin sentez kelimesiyle ifade edilmesi tuhaf geliyorsa, isteyen istediği kelimeyi kullanmakta serbest.
türkün gök tanrıya inanmaya hakkı var mı, yok mu? isteyen istediğine inanır. gök tanrıcı, şamancı, hristiyan veya musevi olmak bir kişiyi türk olmaktan çıkarmaz, müslüman olmaktan çıkarır. bir insan hem müslüman hem başka dinden olabilir mi, mantık bunun neresinde? bir türk kür şada, bagatur (mete) yabguya, attilaya sahip çıkabilir, ama eğer müslüman bir türkse bunlardan birini, hz. ebubekirden, hz. ömerden, hz. osmandan üstün tutamaz. bir düşünün bakalım, peygamber // ali bendendir// diyor, ama bir müslüman da (haşa) // yok ey peygamber, sen bu işi iyi bilmiyorsun, benim fikrimce cengiz aliden bin defa daha üstündür// diyor, böyle bir şey olabilir mi, bu hangi mantığa sığar? müslümanlarla kafirler savaşmışsa, müslümanlar müslümanları tutar ve müslümanların tarafında savaşanları üstün tutar, bunun neresi mantıksız?

müslüman olabilirsin, ama bunu türklük meselelerine veya dünya işlerine karıştırma denebilir mi? bir kişi bunu hangi mantıkla savunabilir? islam her şeye karışmasın, başka şeylere dominantlık etmesin, başka şeyler islama dominantlık etsin diyen bazı şahıslar da bizde antipati uyandırıyor.
24/4/2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder