islamcı milliyetçilik veya milliyetçi islamcılık da
denebilir bu fikre, maksat sentez aramak veya zıtlardan bir bütün çıkarmaya çalışmak
değildir. "önce türk müsün, müslüman mısın" tarzındaki abuk bakış
açısını eleştiren bir görüştür, islam ı üst sistem olarak ele alır ve millet
vakıasının benimsenmesinin islamla çelişmediğini ifade eder. meseleyi biraz
daha derinleştirmek için ittihat ve terakki döneminde bahis mevzuu olan "üç
tarz-ı siyaset" meselesine bakmak gerekir. üç siyaset tarzı, o dönemde
hakim olan üç eğilimi ifade etmektedir: garpçılık, türkçülük ve islamcılık. sentez
tarzındaki bir görüş, bildiğim kadarıyla ilk defa ziya gökalp tarafından "türkleşmek,
islamlaşmak, muasırlaşmak" teziyle ifade edilmiştir. bu üç temayül daha
sonraki dönemlerde de türkiye de fikri hayatın seyrini belirlemiştir. türklüğü
temel dava alan ve dini, fikriyat için esas bir mesele olarak görmeyen kutup
ile, islamiyeti davasına esas kabul eden ve millet fikrini reddeden kutbun
ortasında, her iki eğilimi de benimseyen ve birbiriyle çelişkili görmeyen bir
grup vardır ve türk islam sentezi veya türk islam ülküsü ifadeleri bu grubun
görüşünü ifade etmektedir.
ziya gökalp a göre medeniyet bütün insanları
birleştiren büyük bir daire, din onun altında bulunan ve onu birkaç parçaya
bölen müteaddit daireler ve milliyet de din dairesinin altında kalan ve kültürle
ifade edilen nihai dairedir. erol güngör e göre, medeniyet dairesi din
dairesiyle örtüşür, her dinin kendi medeniyeti vardır ve bu medeniyet o dine
mensup milletleri birleştirir. s. ahmet arvasi ye göre ise, medeniyet dairesi
milli bir dairedir. arvasi, türk islam ülküsü görüşünü bir medeniyet davası
olarak ele alır. buna göre bir medeniyetin terkibinde bulunan unsurlar, din, ilim
ve kültürdür. kültür her milletin kendisine mahsus olduğu için, medeniyetler de
milletlere mahsustur, ancak terkipte dinin de bulunması bir takım medeniyetleri
birbirine yaklaştırır. bugün için türk-islam medeniyeti inkıraza uğramıştır, onu
ihya etmek için hem ilim, hem din ve hem de kültür sahalarında ilerlemek
gerekir.
yazarların görüşlerini uzun zaman önce
okuduklarımdan hatırımda kalanlara göre yazdım, hata varsa affola. kanaatimce
üç yazarın da haklı olduğu noktalar var, en doğru bulduğum da arvasinin görüşleri,
ama ona da bir iki şerh konabilir. ezcümle medeniyet beşerî mi, dinî mi, millî
mi suali biraz yapma bir sual, hangi ölçekten baktığınıza göre bu görüşlerin
üçü de doğru olabilir. kültür ve medeniyet birbirinden ayrı değil, aynı şeyin
iki vechesi denebilir. keza ilim de, din de ne kültürden, ne medeniyetten bağımsız.
türk islam sentezi fikrini doğru anlayabilmek için din ve kültür arasındaki
ilişkiyi irdelemek gerek, fikrimce kültürü dine aykırı bir şey gibi gören
ümmetçi islamcı görüş hatalı. diğer taraftan din derken kastedilen islam dini
ise, onun "bireysel planda kalması gerektiği" ve benzeri görüşler de
hatalı, islam dini fert hayatını, toplum hayatını, fertlerin birbiriyle ve toplumla
ilişkilerini, devleti ve devletler arası ilişkileri denetleyen bir dindir, bir
müslüman için bir hayat ekseni teşkil eder ve bu eksen üzerinde, islam ı hesaba
katmayan ideolojilere yer bırakmaz. son olarak dinde reform beklentilerinin de
hatalı olduğunu söylemek gerek, islam kaynakları belli ve sabit bir dindir, değiştirilmesi
sözkonusu değildir. dini, içinde yaşadığınız şartlara göre değiştiremezsiniz, bilakis
her yeni nesil, içinde yaşadığı dünyayı vahye dayanan esasların ışığında dönüştürmekle
mükelleftir. yeni sorular elbette yeni cevaplar ister, ama bu yeni cevaplar da insanlığın
değişmez ölçülerine dayanmalıdır.
not: bu hususta mehmet niyazi özdemir in islam
devlet felsefesi adlı eserine müracaat edilmesi de faydalı olabilir.
22/4/2009
türk islam sentezi eklektik bir fikir midir? eğer
türklük/ türkçülük derken belirli ve değişmez esasları bulunan bir vakıayı kastediyorsanız
ve bunlar islam/ islamcılık esasları ile çelişiyorsa, bu fikri eklektik
bulmanız tabiidir, ancak bu görüşünüz türklük/ türkçülük anlayışı sizinkinden
farklı olanları bağlamaz. kültür dış tesirlere kapalı, değişmez bir vakıa değildir;
bilakis başka kültürlerle alışverişte bulunarak gelişir. dağların, ormanların
arasında kapalı kalmış, izole bir kabile değilseniz, saf bir kültürünüzün
olması mümkün değildir. vaktiniz varsa orkun kitabelerinde geçen çince menşeli
kelimeleri sayabilirsiniz. islam dininin ve diğer müslüman milletlere ait kültürlerin
tesirlerini taşıyan bir türk kültürü anlayışını reddediyorsanız, karahanlılardan
bu yana geçen türk tarihinin yaklaşık bin yıllık kısmını büyük oranda
reddediyorsunuz demektir.
islam dininin gereklerinin türk kültürü üzerinde
belirleyici ve düzenleyici olması, buna mukabil islam dininin, türk kültürüne veya
başka bir şeye göre değiştirilememesi, yani birinin diğeri üzerinde baskın
olması, sentez fikrini manasız kılar mı? bu da sentez deyince ne anladığınıza
bağlı. // biri diğeri üzerinde belirleyici olunca, gerçekte sadece belirleyici
olan var ve diğeri yok demektir// diye düşünüyorsanız, gerçekte ortada bir
sentezin bulunmadığını düşünebilirsiniz. ancak dini sabit ve kültürü de değişken
birer vakıa olarak anlayan biri için, ikisinin eşit ağırlıkta olmasını beklemek
saçmadır. islam dininin esasları, allah tarafından bildirilmiş esaslardır ve
hiçbir kulun onları değiştirme yetkisi yoktur. kültür ise, ister dinin
tesiriyle, ister başka şeylerin tesiriyle zaten sürekli değişmektedir. tarihte
islamla çelişen bir takım türk adetleri var olmuşsa ve siz bunları terk
etmişseniz, bu sizi türk olmaktan çıkarmaz, yahut türkçülüğünüze halel getirmez.
bir müslümanın // ben türklüğümü bildiğim gibi yaşarım, islam karışmasın// demesini
beklemek saçmadır. milli varlığına ve kültürüne sahip çıkmayı dine aykırı gören
ümmetçi görüş gibi; dini milli hususiyetlere ters gören veya bunlara karışmadan
kendi köşesinde oturmasını bekleyen görüş de hatalıdır.
türk islam sentezi, türk olmakla müslüman olmak
arasında bir seçim yapma gereği duymayanların, dini ve milliyeti birbirine
muhalif görmeyenlerin fikridir. bu fikrin sentez kelimesiyle ifade edilmesi
tuhaf geliyorsa, isteyen istediği kelimeyi kullanmakta serbest.
türkün gök tanrıya inanmaya hakkı var mı, yok mu? isteyen
istediğine inanır. gök tanrıcı, şamancı, hristiyan veya musevi olmak bir kişiyi
türk olmaktan çıkarmaz, müslüman olmaktan çıkarır. bir insan hem müslüman hem
başka dinden olabilir mi, mantık bunun neresinde? bir türk kür şada, bagatur (mete)
yabguya, attilaya sahip çıkabilir, ama eğer müslüman bir türkse bunlardan birini,
hz. ebubekirden, hz. ömerden, hz. osmandan üstün tutamaz. bir düşünün bakalım, peygamber
// ali bendendir// diyor, ama bir müslüman da (haşa) // yok ey peygamber, sen
bu işi iyi bilmiyorsun, benim fikrimce cengiz aliden bin defa daha üstündür// diyor,
böyle bir şey olabilir mi, bu hangi mantığa sığar? müslümanlarla kafirler
savaşmışsa, müslümanlar müslümanları tutar ve müslümanların tarafında
savaşanları üstün tutar, bunun neresi mantıksız?
müslüman olabilirsin, ama bunu türklük meselelerine
veya dünya işlerine karıştırma denebilir mi? bir kişi bunu hangi mantıkla savunabilir?
islam her şeye karışmasın, başka şeylere dominantlık etmesin, başka şeyler
islama dominantlık etsin diyen bazı şahıslar da bizde antipati uyandırıyor.
24/4/2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder