"tom mix isminde bir şerif vardır, vahşi batı'nın
vahşi
batı olduğu zamanlara ucundan kıyısından yetişmiş, nam salmış. sonradan sessiz sinema sektörüne bulaşmıştır" diye hatırlıyorum. bir araştırmak lazım.
google'da tom mix yazıp enter'a basınca bir milyon
kadar sayfa buluyor. bir tanesine bakınca kendisinin 6 ocak 1880'de (january
ocaktı de mi?) mix run, pensilvanya'da doğduğunu öğreniyoruz. thomas e. mix ispanyol-amerikan savaşında çarpışmış. evlilik hayatı ordu mensubu olmakla uyuşmayınca
allahaısmarladık demeden ** çekip
gitmiş. muhtelif işlere girip çıktıktan sonra sinema endüstrisine bulaşmış. beş kere evlenmiş. 11 ekim 1940'ta (october ekim diye hatırlıyorum, emin olamıyorum, lugate
bakıyorum, ekimmiş, eh kpdsden aldığım puanı haketmişim) arizona'da tuscon ile florence arasında bir trafik kazasında ölmüş. hayatı
boyunca altı milyon dolar kazanmış*, ama öldüğünda ardında mütevazı bir miras bırakmış. toplam 336 film yapmış, 88 filmin prodüktörlüğünü gerçekleştirmiş, 71 tane yazmış, 117 tane yönetmiş. (yememiş içmemiş diyemiyorum, kazancı ve mirasına bakınca hem yediği hem de içtiği anlaşılıyor.) hakkında mebzul miktarda efsane uydurulduğu yazıyor. bazılarını stüdyolar bazılarını da tom'un kendisi
uydurmuş. şerifliği
de bunlardan biri herhalde, sayfanın
hiç bir yerinde şerif yazmıyor.
başka bir sayfaya bakıyorum, tom efendinin kimse zarar görmüyorsa palavra
sıkmakta bir mahzur bulmadığı yazıyor. bir "gunfighting
sheriff" olduğu da bunlardan biriymiş. diğer bir sayfacık da
atları zaptedebildiği için kovboy filmlerinde rol aldığını yazıyor. gördüğüm kadarıyla isminin geçtiği sayfaların haylicesi
"tom mix şapkası", "tom mix eğeri", "tom mix otu kökü" pazarlamak üzere
hazırlanmış. mevzu tam bir tüketim kültürü (!) meselesi. en çok hoşuma gideni de "tom mix cowboy beans", bir sayfada
tarifi bile veriliyor.
"tom mix kim?" derseniz, işte size tom mix, ama bizim tommiks daha iyi. sahi bizim mi? bizim
bizim.
(sirkencubin, 07.02.2003 10:28 ~ 30.09.2003 09:41)
"halk her zaman basit tanrıları yeğlemiştir. basit güdülenmelerine basit yanıtlar ister. bu
açıdan bakınca sinemanın en büyük kovboyu ne john wayne, ne gregory peck ne de
henry fonda'dır. tom mix'tir. tom mix, tom edison'un* telefonu icat etmesi gibi,
kesin biçimde, westerni icat etmiştir. hollywood
ona ne kadar teşekkür etse azdır. bu acemi ve
kaba sığır
çobanını, arizona'nın bu ayyaşını, okuma yazma bilmeyen sevimsiz adamını, o zamandan
beri batıda ve sinemada bir yıldız gibi parlayan yarı-zorro yarı gandhi, yalnız
ve yabani bir kahraman yapan odur. bu mucizeler yaratıcısının gizi neydi? kahramanına
sadık kalmasıydı. neye mal olursa olsun hiçbir filminde -yılda yaklaşık on film- hiçbir zaman hataya düşmedi. ölüm bile kıçının üstüne oturmak zorunda kaldı
onun karşısında. tom mix oynadığı gibi doludizgin kayboldu. kovboy aktörler hanedanının kurucusu spor
arabasının direksiyonunda saatte 100 km hızla giderken, dikkatsiz, dalgın bir
işçiyi
ezme tehlikesini göze alamayarak yoldan
çıktı.
kemerini, santiag çizmelerini ve stetson şapkasını elmas taşlarla
süslerdi. 1939 yılıydı. şaha kalkan ford'u, atının yapabileceği gibi boynunu kırmıştı. motorun beygir gücü vahşi beygir terbiyecisini
yere sermişti.
john ford ve karısı haberi alır almaz phoenix'e
uçtular. tom mix bir capellada son uykusundaydı. smokinliydi. john ford çok
sinirlendi. arkadaşını soydu ve sinema kıyafetini giydirdi. yirmi dakika sonra geri gelerek tüm bedenini amerikan bayrağıyla örttü. böylelikle tom mix yıldızlı bayrağa sarılmış kovboy
elbisesiyle toprağa verildi. bir
sinemacının aktörüne ve bir aktörün rolüne çifte sadakat dersi. bir karaktere
ölümde bile gösterilen şaşırtıcı saygı örneği..."
jacques séguéla, hollywood daha beyaz yıkar, afa y., istanbul 1991, s. 102.
(sirkencubin, 11.09.2003 10:07 ~ 10:11)
01.11.2011 20:30
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder