8 Ocak 2013 Salı

türban / ihl

başörtüsü türban farkı


türban (1) sihler tarafından sarılan bir sarıktır.

türban (2) bir hanım başlığıdır, sih türbanına benzer, mesela emine beder hanım bunu giymektedir. latife hanım, halide edip gibi hanımların da türbanlı fotoğraflarını gördüğümü hatırlıyorum.

türban (3) batılılar sarık için türban derler.

başörtüsü: türkçe'de başa örtülen herhangi bir şey demek olsa da, bilhassa hanımların başlarına örttükleri kare veya dikdörtgen şeklindeki kumaşlara denir. tülbentten ipeğe pek çok farklı kumaştan olabilir. yazma, dastar, eşarp gibi farklı isimlerle anılan türleri de bulunmaktadır.
#2272878 - sirkencubin  - 29.10.2011   02:49

türban: 

bone üstü transparan türban tarzında yeni bir versiyonu icat oldu bunun, kimlikle aldanmak hadisesinin yeni bir numunesi.
#131884 - sirkencubin  - 05.05.2009   14:23

eskiden zinhar ağzıma almıyor iken, artık kullanmaya başladığım kelimedir. kimse kusura bakmasın, başına eşarp bağlayıp da tesettürün yanından geçmeyenlerin kullandığı örtü (!) ile, başı açıkken bile mesture halini muhafaza edenlerin kullandığı, veya kiminin keşke imkan olsa da kullansam dediği, yahut kiminin keşke nefsimi aşıp da kullanabilsem diye dertlendiği örtüyü aynı kelimeyle anmak hoşuma gitmiyor. birine türban, diğerine başörtüsü diyorum, ikisini birden kastediyorsam, daha ziyade eşarp diyorum.
#132003 - sirkencubin  - 05.05.2009   14:39

şekil 1 a'da da görülebileceği gibi, paradigmalar arasında diyalog değil, karşılıklı monolog olabiliyor ancak. ancak bu şartlarda bile dürüst olmak, adam gibi tanım yapmak gerekli. islamcıların lugatinde başörtüsü ve türban diye iki ayrı kavram yok, aslolan kavram tesettür; bunun başla ilgili kısmına da başörtüsü deniyor. türban ise 1) sih sarığı 2) saçları toplayan, boynu örtmeyen, şeklen bir sarığı andırabilen bir çeşit kadın başlığı için kullanılıyor, yani normal türkçe manasında. tesettürün mahiyetini tartışmak için tesettür maddesi daha uygun, burada sadece islamcılar açısından tesettür konusuyla ilgili türban diye bir kavram olmamasına işaret etmek kafi. jöntürk tayfasının lugatinde ise, tesettür bir madde başlığı değil, en azından islami anlamıyla tesettür kavramı, bu vatandaşların zihninde yer almıyor. dolayısıyla başa mahsus örtüleri tesettür kavramı bakımından ele almıyorlar, bizim bir başlık altında topladığımız ve bütünlük içinde ele aldığımız kavramları farklı noktalara taksim ediyorlar. türban ve başörtüsü ayrımı da buradan çıkıyor. başörtüsü halk tabakasının kullandığı geleneksel örtü şekilleri için tahsis ediliyor, tülbent, yazma, yağlık ilh. türban ise muhafazakar sınıftan kadınların kullandığı ve "modern" vasıf taşıyan örtü için kullanılıyor. söylemlerine baktığınızda ilk anda daha çok üzerinde durdukları husus örtülenin ne olduğuymuş gibi dursa da; tavırları bütün olarak incelendiğinde, türban ve başörtüsü ayrımında neyin örtüldüğünden ziyade kimin örtündüğü hususunun belirleyici olduğu anlaşılıyor. "halk" yani köylüler, şehirlerin varoş kesimlerinde yaşayanlar, eğitim ve gelir bakımından alt tabakayı teşkil eden insanların başlarına ne örttükleri hiç dert değil, ancak sağ-orta tabakanın, muhafazakar sınıfın kadınlarının ne örttüğü çok önemli ve asıl kavga bu noktada kopuyor. zira halk tabakası ne kadar dindar olursa olsun, sistemin dönüşümüyle ilgili taleplerde bulunma nisbetleri düşük ve talep etseler bile, bunun gerçekleşmesi yönünde etkili bir faaliyette bulunmaları ihtimali fazla değil. aynı zamanda halk tabakası, sosyal hayat açısından bir rakip de değil. ancak muhafazakar sınıfa gelince iş değişiyor, bunlar hem "rakip" hem de rejimin keyfi bir yorumla uygulandığı sistem için, orta-sol tabaka (jöntürk sınıfı) ayrıcalıkları için ve "beyaz türk" hegomonyası için "tehdit" teşkil ediyorlar. kısacası parlakmış, pahalıymış, modeli öyle değilmiş, böyleymiş; bunlar boş laflar. rahmetli ninemin başına en parlak ve en pahalı eşarbı sıkmabaş modelinde bağlasaydık, bu yine de türban olmayacaktı ve kız kardeşim köyde tarlaya giderken başa sarılan sarı yağlığı başına örtüp fakülteye gitmeye kalksaydı, kapıyı tutan ceberrutlar yine de onu içeriye almayacaklardı, çünki jöntürk mantalitesine göre bacım örtündüğü zaman, yağlık da türban sayılıyor.
#282734 - sirkencubin  - 04.06.2009   11:39

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder