muhsin beyin vefatı ile bir kere daha gördük ki, sovyet
rusyaya hayran olmak gerekmektedir, zira kendileri propaganda ve beyin yıkama
usûlünün üstadıdır. otuz yıl geçti, köprülerin altından çok sular aktı, köprüler
yıkıldı, yeni köprüler yapıldı, o yeni köprülerin altından daha yeni başka
sular aktı, kanlarını içlerine akıttı kimileri, yaralarını sarıp yola devam
ettiler. kimi tekrar düşündü, haksızdık dedi. kimi tekrar düşündü haklıydık
dedi. kimi biraz haklıydık, biraz haksızdık, ama onlar daha haksızdı dedi. kimi
pişman oldu, kimi fikir değiştirdi, kimi şimdi olsa yine aynısını yapardım dedi,
kimi şimdiki aklım olsa yapmazdım dedi, kimi ben olsam ben de öyle yapardım
dedi, kimi ben asla öyle yapmazdım dedi. pek çok şey değişti, pek çok kişi
değişti, dünya değişti, bilinenler değişti, fikirler değişti, idealler çok değişmese
de hedefe gittiği düşünülen yollar değişti ve hatta rusya bile değişti, tiranlıktan
olmasa da sovyetlikten istifa etti amma ve lâkin bir şey hiç değişmedi. bizim
kızıllar otuz senedir politbüronun bıraktığı yerde otluyorlar, at gözlükleri
ilk günki kadar sıkı, kinleri, düşmanlıkları, hınçları, saldırganlıkları, küstahlıkları,
"hedef göster-karala-yaftala-alay et-tahkir et-küçük düşürmeye çalış-kurtarılmış
bölgelerde kurduğun devrim mahkemelerinde yargılayamasan bile halkın gözünde
mahkum etmeye çalış-kalaşnikofla infaz edemediğini kaleminle infaz et" taktikaları
zerre miskal değişmedi, ıssız adanın japon askeri gibi hâlâ aynı savaşı
yaşıyorlar kendi alemlerinde, öyle bir kurulmuş ki zenberekleri hâlâ boşalmadı,
ne bitmez tükenmez dertleri, ne derin yaraları varmış meğer...
ittihat ve terakki, teşkilat-ı mahsusa, birinci
harp, halk fırkası, "milliyetçilik lazımsa biz yaparız, komünizm lazımsa
biz getiririz", ikinci harp, amerika, rusya, "özel harp dairesi lazımsa
biz kurarız", küçük çocuklar, büyük idealler, büyük aldanışlar, kuklacının
parmakları, "iti ite kırdıralım", mafya, derin devlet, daha derin
devlet, çetelerin çetesi, ayığışı, sarıkız, "biz asılız, biz istemezsek
hiçbir şey olmaz"...
yanlış yapmış muhsin bey, anayasal düzeni papatya
zoruyla değiştirmeye çalışan bolşeviklere katılmalıymış, böylece ambalajı yeni
açılmış gibi her dem ter ü taze kalabilirdi...
16/4/2009
bu yazı ifade ettiğimiz kanaati destekleyen bir
örnek mahiyetinde. görüyoruz ki bir kısım insanların zihinleri imalat anında
yüklenen sistemden başka bir şey kabul etmeyen bir bilgisayar gibi donup kalmış.
hâlâ aynı klişeler üzerinden düşünüyorlar (!) ve başkalarına hesap sormaya
kalkmadan önce kendileriyle hesaplaşmak gibi bir kaygıları yok. hâlâ
karşılarındaki insanı görmeye, tanımaya cesaretleri yok, bu yüzden faşist
yaftasının kolaycılığına sığınıyorlar, hayallerindeki bir şeytanı taşlamaya
devam ediyorlar. zihinlerindeki taşları tek tek söküp tekrar yerleştirmeye
cesaretleri yok, bu yüzden aslında neler olup bittiğini anlamaya bu kadar
uzaklar. sovyet formatlı iki bitlik makinalar, sevsinler sizi... halk? memleketi
abd emperyalizmine satan faşistler? emperyalizme karşı savaşan yurtsever
devrimci gençler? sahibinin sesi kızıl yıldız plakları... yalnız siz
yaralanmadınız; gencecik fidanlarımıza, koçyiğitlerimize, aksakallarımıza, kocalarımıza
kıydınız. bizi uşağı sandığınız devlet, bizi de darağaçlarına çekti, bizi de
zındanlarda çürüttü. kaçaklık, sürgünlük nedir, işkence nedir biz de biliyoruz.
ama yalnız siz hâlâ yaralısınız, çünki bir kan davasını hayatta tutmak için
kendi yaralarınızı her gün kaşımayı, kurcalamayı otuz yıl boyunca ihmal
etmediniz. bir memlekete sahip çıkmak, bir millete hizmet etmek ne demektir, gerçekten
hiçbir fikriniz yok. yazık...
17/4/2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder