19 Ocak 2013 Cumartesi

kızıllar / öz aramızdı


muhsin beyin vefatı ile bir kere daha gördük ki, sovyet rusyaya hayran olmak gerekmektedir, zira kendileri propaganda ve beyin yıkama usûlünün üstadıdır. otuz yıl geçti, köprülerin altından çok sular aktı, köprüler yıkıldı, yeni köprüler yapıldı, o yeni köprülerin altından daha yeni başka sular aktı, kanlarını içlerine akıttı kimileri, yaralarını sarıp yola devam ettiler. kimi tekrar düşündü, haksızdık dedi. kimi tekrar düşündü haklıydık dedi. kimi biraz haklıydık, biraz haksızdık, ama onlar daha haksızdı dedi. kimi pişman oldu, kimi fikir değiştirdi, kimi şimdi olsa yine aynısını yapardım dedi, kimi şimdiki aklım olsa yapmazdım dedi, kimi ben olsam ben de öyle yapardım dedi, kimi ben asla öyle yapmazdım dedi. pek çok şey değişti, pek çok kişi değişti, dünya değişti, bilinenler değişti, fikirler değişti, idealler çok değişmese de hedefe gittiği düşünülen yollar değişti ve hatta rusya bile değişti, tiranlıktan olmasa da sovyetlikten istifa etti amma ve lâkin bir şey hiç değişmedi. bizim kızıllar otuz senedir politbüronun bıraktığı yerde otluyorlar, at gözlükleri ilk günki kadar sıkı, kinleri, düşmanlıkları, hınçları, saldırganlıkları, küstahlıkları, "hedef göster-karala-yaftala-alay et-tahkir et-küçük düşürmeye çalış-kurtarılmış bölgelerde kurduğun devrim mahkemelerinde yargılayamasan bile halkın gözünde mahkum etmeye çalış-kalaşnikofla infaz edemediğini kaleminle infaz et" taktikaları zerre miskal değişmedi, ıssız adanın japon askeri gibi hâlâ aynı savaşı yaşıyorlar kendi alemlerinde, öyle bir kurulmuş ki zenberekleri hâlâ boşalmadı, ne bitmez tükenmez dertleri, ne derin yaraları varmış meğer...

ittihat ve terakki, teşkilat-ı mahsusa, birinci harp, halk fırkası, "milliyetçilik lazımsa biz yaparız, komünizm lazımsa biz getiririz", ikinci harp, amerika, rusya, "özel harp dairesi lazımsa biz kurarız", küçük çocuklar, büyük idealler, büyük aldanışlar, kuklacının parmakları, "iti ite kırdıralım", mafya, derin devlet, daha derin devlet, çetelerin çetesi, ayığışı, sarıkız, "biz asılız, biz istemezsek hiçbir şey olmaz"...

yanlış yapmış muhsin bey, anayasal düzeni papatya zoruyla değiştirmeye çalışan bolşeviklere katılmalıymış, böylece ambalajı yeni açılmış gibi her dem ter ü taze kalabilirdi...
16/4/2009

bu yazı ifade ettiğimiz kanaati destekleyen bir örnek mahiyetinde. görüyoruz ki bir kısım insanların zihinleri imalat anında yüklenen sistemden başka bir şey kabul etmeyen bir bilgisayar gibi donup kalmış. hâlâ aynı klişeler üzerinden düşünüyorlar (!) ve başkalarına hesap sormaya kalkmadan önce kendileriyle hesaplaşmak gibi bir kaygıları yok. hâlâ karşılarındaki insanı görmeye, tanımaya cesaretleri yok, bu yüzden faşist yaftasının kolaycılığına sığınıyorlar, hayallerindeki bir şeytanı taşlamaya devam ediyorlar. zihinlerindeki taşları tek tek söküp tekrar yerleştirmeye cesaretleri yok, bu yüzden aslında neler olup bittiğini anlamaya bu kadar uzaklar. sovyet formatlı iki bitlik makinalar, sevsinler sizi... halk? memleketi abd emperyalizmine satan faşistler? emperyalizme karşı savaşan yurtsever devrimci gençler? sahibinin sesi kızıl yıldız plakları... yalnız siz yaralanmadınız; gencecik fidanlarımıza, koçyiğitlerimize, aksakallarımıza, kocalarımıza kıydınız. bizi uşağı sandığınız devlet, bizi de darağaçlarına çekti, bizi de zındanlarda çürüttü. kaçaklık, sürgünlük nedir, işkence nedir biz de biliyoruz. ama yalnız siz hâlâ yaralısınız, çünki bir kan davasını hayatta tutmak için kendi yaralarınızı her gün kaşımayı, kurcalamayı otuz yıl boyunca ihmal etmediniz. bir memlekete sahip çıkmak, bir millete hizmet etmek ne demektir, gerçekten hiçbir fikriniz yok. yazık...
17/4/2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder