mö 209 yılında hun (orijinal söylenişi: kun) devletinin hükümdarlığına gelen ve tarihte
bilinen ilk düzenli orduyu (o da
olmazsa tarihte bilinen ilk düzenli türk ordusunu) kuran şahıs. kun devletini babası teoman (muhtemel "doğru" okunuşu tuman)
mö 220 yılında kurmuştur. şahsın asıl adının ne
olduğu tartışma konusudur. mete
kelimesi, ismin çince transkripsiyonunun "mei tei" şeklinde okunması
sonucu yakıştırılmıştır. türk
alfabesiyle yazılmış karşılıklar olmadığı zaman, çin
harflerine bakarak bir kelimenin türkçesini anlamaya çalışmak cidden müşkil bir
meseledir. mete kelimesi hayli
yaygınlık kazandıktan sonra, ilgili çin karakterlerinin "mei tei" değil, "mao dun" diye okunması gerektiği anlaşılmış ve bu
sefer de şahsın türkçe adının motun
olması gerektiği düşünülmüştür. son bilgi şu şekildedir: ilgili çince karakterler modern çince'de "mao
dun" şeklinde
okunuyorsa da arkaik çince okunuşları "bak
tut" şeklindedir. çinlilerin kelime sonlarındaki r seslerini
telaffuz edemedikleri bilgisinin yardımıyla, yazılmaya çalışılan şeyin "bak tur" olacağı, bunun da türkçe bagatur kelimesinin çince
transkripsiyonu olduğu anlaşılmaktadır. dolayısıyla
mete diye tanıdığımız şahsın asıl adı bagatur olsa gerektir. bu kelime bugün bahadır, batur şekillerinde kullandığımız
ismin orijinal şeklidir.
edit: bu entrynin muhtevası gerçekten de esas
itibariyle bahaeddin ögel nâm şahsın türk mitolojisi adlı eserinden alınmıştır. (bravo avasas, maskemi düşürdün...) ancak yazar, metni aynen iktibas etmemiş, hafızasında
kaldığı şekilde
yazmıştır. kamuoyuna ve bilumum üçüncü
dördüncü beşinci
şahıslara duyurulur.
(sirkencubin, 24.02.2003 10:09 ~ 10.03.2003 10:47)
biraz da şu han meselesinden bahsetmek gerekirse, yoktur öyle bir şey.
kun devletinin hükümdarları yabgu ünvanını taşımaktadırlar. bizim mete han bu hesapla kendi devrine bagatur
yabgu diye anılmış olmalıdır. nihal atsız mete'nin
tam adını "tanrıkut şanyü motun yabgu" şeklinde bildirir. şanyü çince kökenli bir ünvan. zannederim tanrıkut ile aynı mânâya geliyor: yüce,
kutsanmış
vb. yine de hafızamnda tanrıkut ve şanyü bölgeleri
karanlık. atsız'ın kelimeyi bir şiirinde "tanrıkut'un dört tümeni" tarzında
kullandığı
da malum.
peki bu han sözü nereden çıkıyor? göktürkler dededen
kalma yabgu ünvanını beğenmez ve daha talî bir mevkii ifade etmek üzre kullanırlar. onun yerine de hükümdarlar için kagan unvanını
tercih ederler. kelimeyi göktürklerden öğrenen moğollar ise kaan şeklinde söylerler. ihtimal han şekli de moğol istilasından sonra yayılmış olabilir. iddia değil, tahmin
sadece. selçuklular han kelimesini kullanmıyorlar. dede korkut hikayelerinde ve
osmanlılar'da rastlıyoruz daha ziyade.
(sirkencubin, 12.03.2003 22:05 ~ 12.07.2003 02:02)
ordusunu disipline etmek için sert tedbirler aldığı rivayet edilmektedir. bunlardan biri de askerlerin yakınlarından olan
kişileri
oklamalarını emretmektir. nihal atsız'ın
ruh adam isimli romanı da bu konuyla ilgili bir espri üzerine bina edilmiştir. ordusunu dört yöne karşılık gelecek şekilde
dört kısma ayırdığı ve her bir kısımdaki askerlerin belirli bir renkte atlara
bindiği de söylenmektedir.
(sirkencubin, 12.03.2003 22:11 ~ 12.07.2003 02:13)
#2273573 - sirkencubin - 29.10.2011 21:08
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder