6 Ocak 2013 Pazar

mete han / ekşi


mö 209 yılında hun (orijinal söylenişi: kun) devletinin hükümdarlığına gelen ve tarihte bilinen ilk düzenli orduyu (o da olmazsa tarihte bilinen ilk düzenli türk ordusunu) kuran şahıs. kun devletini babası teoman (muhtemel "doğru" okunuşu tuman) mö 220 yılında kurmuştur. şahsın asıl adının ne olduğu tartışma konusudur. mete kelimesi, ismin çince transkripsiyonunun "mei tei" şeklinde okunması sonucu yakıştırılmıştır. türk alfabesiyle yazılmış karşılıklar olmadığı zaman, çin harflerine bakarak bir kelimenin türkçesini anlamaya çalışmak cidden müşkil bir meseledir. mete kelimesi hayli yaygınlık kazandıktan sonra, ilgili çin karakterlerinin "mei tei" değil, "mao dun" diye okunması gerektiği anlaşılmış ve bu sefer de şahsın türkçe adının motun olması gerektiği düşünülmüştür. son bilgi şu şekildedir: ilgili çince karakterler modern çince'de "mao dun" şeklinde okunuyorsa da arkaik çince okunuşları "bak tut" şeklindedir. çinlilerin kelime sonlarındaki r seslerini telaffuz edemedikleri bilgisinin yardımıyla, yazılmaya çalışılan şeyin "bak tur" olacağı, bunun da türkçe bagatur kelimesinin çince transkripsiyonu olduğu anlaşılmaktadır. dolayısıyla mete diye tanıdığımız şahsın asıl adı bagatur olsa gerektir. bu kelime bugün bahadır, batur şekillerinde kullandığımız ismin orijinal şeklidir.

edit: bu entrynin muhtevası gerçekten de esas itibariyle bahaeddin ögel nâm şahsın türk mitolojisi adlı eserinden alınmıştır. (bravo avasas, maskemi düşürdün...) ancak yazar, metni aynen iktibas etmemiş, hafızasında kaldığı şekilde yazmıştır. kamuoyuna ve bilumum üçüncü dördüncü beşinci şahıslara duyurulur.

(sirkencubin, 24.02.2003 10:09 ~ 10.03.2003 10:47)

biraz da şu han meselesinden bahsetmek gerekirse, yoktur öyle bir şey. kun devletinin hükümdarları yabgu ünvanını taşımaktadırlar. bizim mete han bu hesapla kendi devrine bagatur yabgu diye anılmış olmalıdır. nihal atsız mete'nin tam adını "tanrıkut şanyü motun yabgu" şeklinde bildirir. şanyü çince kökenli bir ünvan. zannederim tanrıkut ile aynı mânâya geliyor: yüce, kutsanmış vb. yine de hafızamnda tanrıkut ve şanyü bölgeleri karanlık. atsız'ın kelimeyi bir şiirinde "tanrıkut'un dört tümeni" tarzında kullandığı da malum.

peki bu han sözü nereden çıkıyor? göktürkler dededen kalma yabgu ünvanını beğenmez ve daha talî bir mevkii ifade etmek üzre kullanırlar. onun yerine de hükümdarlar için kagan unvanını tercih ederler. kelimeyi göktürklerden öğrenen moğollar ise kaan şeklinde söylerler. ihtimal han şekli de moğol istilasından sonra yayılmış olabilir. iddia değil, tahmin sadece. selçuklular han kelimesini kullanmıyorlar. dede korkut hikayelerinde ve osmanlılar'da rastlıyoruz daha ziyade.

(sirkencubin, 12.03.2003 22:05 ~ 12.07.2003 02:02)

ordusunu disipline etmek için sert tedbirler aldığı rivayet edilmektedir. bunlardan biri de askerlerin yakınlarından olan kişileri oklamalarını emretmektir. nihal atsız'ın ruh adam isimli romanı da bu konuyla ilgili bir espri üzerine bina edilmiştir. ordusunu dört yöne karşılık gelecek şekilde dört kısma ayırdığı ve her bir kısımdaki askerlerin belirli bir renkte atlara bindiği de söylenmektedir.

(sirkencubin, 12.03.2003 22:11 ~ 12.07.2003 02:13)

#2273573 - sirkencubin - 29.10.2011 21:08

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder