4 Ocak 2013 Cuma

tercüman çocuk / ekşi


başlangıçta ayrı bir dergi olarak cuma günleri çıkardı. tercüman gazetesinin sallantıda olduğu dönemde, 1986'da önce gazete ile birlikte perşembe günleri vermeye başladılar, arkasından yarım kalan maceraları apar topar bitirip derginin yayınına son verdiler. karambolde torgal'ın enfes macerası da yarım kaldı.

giderek bozulduğu son bir kaç yılın öncesinde oldukça kaliteli bir dergiydi. üçüncü hamur kağıda renkli olarak basılırdı. birinci hamur kağıt kapakla birlikte 50 sayfa ve de ortasından zımbalanmış olarak çıkardı. son dönemde zımba işini iptal ettiler.

genellikle fransız çizgi romanları ve bunların yanında az miktarda yerli çizgi roman yer alırdı bu dergide. yayınladığı çizgi romanların epeycesinin kaynağı belçika'daki le lombard isimli yayınevidir. bazı seneler yaz tatili aylarında yaz neşesi isminde bir ilave verirlerdi. sadece çizgi romanlar olurdu bu ilavede. bir çeşit doz artışı idi.

çizgi romanların derginin büyük bir kısmını kaplaması bir tarafa, hikayeler, karikatür ve fıkralar, ilginç bilgilerin yer aldığı magazinimsi köşeler, orta sayfada gazete benzeri bir kısım, bulmacalar gibi pek çok unsur da dergi sayfaları arasında bulunabilirdi. magazin köşelerinde televizyon, müzik, spor gibi konulara da el atılırdı. zaman zaman yayınladıkları kimlik kartları sayesinde, bilumum şarkıcıların, oyuncuların, futbolcuların asıl isimleri, boyları posları, kiloları, bildikleri yabancı diller, sevdikleri yemekler gibi mühim meselelerde bilgi sahibi olurduk.

her hafta bir fasikül vermek yoluyla mebzul miktarda ansiklopedi sunmuş olduğu gibi zaman zaman ilginç posterler de vermiştir. fasikül fasikül biriktirilmek üzere ek olarak verdiği ansiklopediler arasında şunlar sayılabilir: padişahlar ansiklopedisi, keşifler ansiklopedisi, uzay ansiklopedisi, harikalar ansiklopedisi, ülkeler ansiklopedisi, yurdumuz ansiklopedisi, bilimler ansiklopedisi, büyük türk zaferleri, ulaşım araçları.

güzel dergiydi, yazık oldu. çıkıyor olsaydı, muhtemelen hâlâ alıyor olurdum.

zaman zaman milliyet çocuk'a nazaran daha az kaliteli bir dergi olduğu iddia edilir. dergilerin kaliteleri konusunda subjektif yorumlar yapılabilir. şahsi sübjektif yorumum civarda tercüman çocuk veya yaman varsa, milliyet çocuğun yüzüne bile bakılamayacağı şeklinde. başka okunacak bir şey bulunamaz ise vakit geçirmek için okunabilecek bir şeydi milliyet çocuk.

objektif kriterler aramak gerekirse en başta çizgi romanlara bakılabilir. tercüman çocukta çıkan seriler en iyilerindendi.

bir başka kriter baskı kalitesi olabilir, vasattı, diğer dergiler gibi.

mizah, hikaye, zeka bulmacaları gibi malzemeye yer verip verilmediği hususu bir kriter kabul edilirse, evet bunlar da vardı ve en iyi numuneleri idi.

itime, kültüre katkı yapıp yapmadığı bir kriter kabul edilirse ek olarak verdiği çok sayıda ansiklopedi bu kriteri sağlar zannederim.

aklıma başka kriter gelmiyor şu saat itibariyle, haddim olmayarak, üzerinize afiyet bu başlığı sahiplenmiş bulunuyorum ve kriterler konusunda katkılarınızı bekliyorum, benim aziz vatandaşlarım. bilahare aklımıza geldikçe maddeyi zenginleştirebiliriz.

"kadar" olayında sidik yarışına girmenin bir anlamı var mı bilemiyorum, herkes kendi çocukluk hatırasını daha büyülü bir hale içinde görür ve karşı kampın nesnelerini elbette küçümseme eğilimi olur. tercüman çocuğu beğenmeyen arkadaşlar kaç nüshasını gördüler bilemiyorum, şahsen bir tane bile almasam da milliyet çocuğun bir kaç yüz nüshasını okudum sanıyorum. (biz tercüman okurduk ve kimse beni "korumak" için okuduklarımı kısıtlamazdı) her iki dergi hakkında az çok fikri olan biri olduğumu düşünüyorum ve milliyet tarafından çıkarılmış olmasına rağmen milliyet çocuğun iyi bir dergi olduğunu düşünüyorum, çok iyi değil, sadece iyi ve tercüman çocuğun eline su dökemez. solcu aileler her şeyde bir kıllık arayacaklarına önyargılarını bir tarafa bırakıp dergiye bir göz atsalar; çocuklarını, zıpır'dan, u ışınları'ndan, dani fütüro'dan, tunga'dan, tengiz'den, luk orient'ten, korkusuz badi'den, kasırga'dan, şakşak bill'den, turist amca'dan, komançi ve red dust'tan, koranten'den (daha gider bu), ömer okçu'nun, refik özdek'in enfes kalem işlerinden, semih balcıoğlu'nun karikatür derslerinden ve daha bir sürü güzel şeyden mahrum etmemiş olurlardı.

(bkz: dani futuro)

(bkz: asterix)

(bkz: zıpır)

(bkz: kasırga)

(bkz: ugaki)


(bkz: save 2000)

(bkz: corentin)

(bkz: aria)

(bkz: tangram)

(bkz: lucorient)

(bir ara da pif diye bir kedi-köpek davası çıkıyordu, o da şu:

#2256572 - sirkencubin  - 17.10.2011   01:38

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder