başlangıçta
ayrı bir dergi olarak cuma günleri çıkardı. tercüman gazetesinin sallantıda olduğu dönemde, 1986'da
önce gazete ile birlikte perşembe günleri vermeye başladılar, arkasından
yarım kalan maceraları apar topar bitirip derginin yayınına son verdiler. karambolde
torgal'ın enfes macerası da yarım kaldı.
giderek
bozulduğu son bir kaç yılın öncesinde oldukça kaliteli bir dergiydi. üçüncü
hamur kağıda renkli olarak basılırdı. birinci hamur kağıt kapakla
birlikte 50 sayfa ve de ortasından zımbalanmış olarak
çıkardı. son dönemde zımba işini iptal ettiler.
genellikle
fransız çizgi romanları ve bunların yanında az miktarda yerli çizgi roman yer
alırdı bu dergide. yayınladığı çizgi romanların epeycesinin kaynağı
belçika'daki le lombard isimli yayınevidir. bazı seneler yaz tatili
aylarında yaz neşesi isminde bir ilave verirlerdi. sadece
çizgi romanlar olurdu bu ilavede. bir çeşit doz artışı idi.
çizgi
romanların derginin büyük bir kısmını kaplaması bir tarafa, hikayeler, karikatür
ve fıkralar, ilginç bilgilerin yer aldığı magazinimsi köşeler, orta
sayfada gazete benzeri bir kısım, bulmacalar gibi pek çok unsur da dergi
sayfaları arasında bulunabilirdi. magazin köşelerinde televizyon, müzik, spor
gibi konulara da el atılırdı. zaman zaman yayınladıkları kimlik kartları
sayesinde, bilumum şarkıcıların, oyuncuların, futbolcuların asıl
isimleri, boyları posları, kiloları, bildikleri yabancı diller, sevdikleri
yemekler gibi mühim meselelerde bilgi sahibi olurduk.
her hafta
bir fasikül vermek yoluyla mebzul miktarda ansiklopedi sunmuş olduğu
gibi zaman zaman ilginç posterler de vermiştir. fasikül fasikül biriktirilmek
üzere ek olarak verdiği ansiklopediler arasında şunlar sayılabilir: padişahlar
ansiklopedisi, keşifler ansiklopedisi, uzay ansiklopedisi, harikalar
ansiklopedisi, ülkeler ansiklopedisi, yurdumuz ansiklopedisi, bilimler
ansiklopedisi, büyük türk zaferleri, ulaşım araçları.
güzel
dergiydi, yazık oldu. çıkıyor olsaydı, muhtemelen hâlâ alıyor olurdum.
zaman zaman
milliyet çocuk'a nazaran daha az kaliteli bir dergi olduğu iddia
edilir. dergilerin kaliteleri konusunda subjektif yorumlar yapılabilir. şahsi
sübjektif yorumum civarda tercüman çocuk veya yaman varsa, milliyet
çocuğun yüzüne bile bakılamayacağı şeklinde. başka okunacak bir şey
bulunamaz ise vakit geçirmek için okunabilecek bir şeydi milliyet çocuk.
objektif
kriterler aramak gerekirse en başta çizgi romanlara bakılabilir. tercüman
çocukta çıkan seriler en iyilerindendi.
bir başka kriter
baskı kalitesi olabilir, vasattı, diğer dergiler gibi.
mizah, hikaye,
zeka bulmacaları gibi malzemeye yer verip verilmediği hususu
bir kriter kabul edilirse, evet bunlar da vardı ve en iyi numuneleri idi.
eğitime, kültüre
katkı yapıp yapmadığı bir kriter kabul edilirse ek olarak verdiği çok sayıda
ansiklopedi bu kriteri sağlar zannederim.
aklıma başka kriter
gelmiyor şu saat itibariyle, haddim olmayarak, üzerinize afiyet bu başlığı
sahiplenmiş bulunuyorum ve kriterler konusunda katkılarınızı bekliyorum, benim
aziz vatandaşlarım. bilahare aklımıza geldikçe maddeyi zenginleştirebiliriz.
"kadar"
olayında sidik yarışına girmenin bir anlamı var mı bilemiyorum, herkes
kendi çocukluk hatırasını daha büyülü bir hale içinde görür ve karşı kampın
nesnelerini elbette küçümseme eğilimi olur. tercüman çocuğu beğenmeyen
arkadaşlar kaç nüshasını gördüler bilemiyorum, şahsen bir
tane bile almasam da milliyet çocuğun bir kaç yüz nüshasını okudum sanıyorum. (biz
tercüman okurduk ve kimse beni "korumak" için okuduklarımı
kısıtlamazdı) her iki dergi hakkında az çok fikri olan biri olduğumu düşünüyorum
ve milliyet tarafından çıkarılmış olmasına rağmen milliyet çocuğun iyi bir
dergi olduğunu düşünüyorum, çok iyi değil, sadece iyi ve tercüman çocuğun eline
su dökemez. solcu aileler her şeyde bir kıllık arayacaklarına
önyargılarını bir tarafa bırakıp dergiye bir göz atsalar; çocuklarını,
zıpır'dan, u ışınları'ndan, dani fütüro'dan, tunga'dan, tengiz'den, luk orient'ten,
korkusuz badi'den, kasırga'dan, şakşak bill'den, turist
amca'dan, komançi ve red dust'tan, koranten'den (daha gider bu), ömer okçu'nun,
refik özdek'in enfes kalem işlerinden, semih
balcıoğlu'nun karikatür derslerinden ve daha bir sürü güzel şeyden
mahrum etmemiş olurlardı.
(bkz: dani futuro)
(bkz: asterix)
(bkz: zıpır)
(bkz: kasırga)
(bkz: ugaki)
(bkz: korkusuz badi)
(bkz: save 2000)
(bkz: corentin)
(bkz: aria)
(bkz: tangram)
(bkz: lucorient)
(bir ara da
pif diye bir kedi-köpek davası çıkıyordu, o da şu:
#2256572 - sirkencubin - 17.10.2011
01:38
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder