farklı inanç gruplarına mensup insanların bir arada
yaşadığı, karışık ve çok kültürlü ülkelerde laikliğin -doğru bir yorumla- uygulanması gerilimi azaltmak ve sosyal barışı sürdürmek açısından
gereklidir. doğru yorumun pratik
tanımı farklı inançlara mensup
insanların birbirini engellemeden yaşamasını esas almak olabilir. burada kritik nokta farklı inançlar ifadesidir.
yaygın algı hatası bir dini benimseyenleri "taraf" ve bir dini
benimsemeyenleri "tarafsız" olarak görmek ve "tarafsız
olanların" inançlarının bire bir uygulanması halinde eşitliğin bozulmamış
olacağını düşünmektir. insanlara
"dinsizlik de bir dindir" önermesini izah etmek hayli müşkil olduğundan, konunun "dünya görüşü" kavramı üzerinden sürdürülmesi daha verimli
olacaktır. epistemik açıdan herhangi bir dünya görüşünün, hayat tarzının, değer yargıları sisteminin benimsenmesi için
mantıki mecburiyet yoktur, yani
insanlar arasındaki tek "evrensel ortak payda" olan formel mantık
açısından, islam'a dayanan bir dünya görüşü ne kadar
"keyfi" ise, maddeciliğe ve hümanizme dayanan bir dünya görüşü de o
kadar "keyfi"dir. başka bir deyişle
sistemin "gerici" olarak
kodladığı
insanlar ne kadar taraf ise, renan
pozitivizminden çıkıp garpçılık durağına uğrayan ve nihayet kendini kemalizm olarak isimlendiren dünya görüşü de o kadar taraftır. birini asıl kabul edip diğerini sistem dışı
saymanın tarafsızlıkla bir ilgisi yoktur.
bu durumda devletin inançlara eşit mesafede olduğu iddiası da efsaneden ibaret
kalmaktadır. özetlersek, mevcut
durumda iran ne kadar laikse türkiye de o kadar laiktir, sadece
"default" sayılan dünya görüşleri farklıdır.
#147414 - sirkencubin - 07.05.2009 16:14
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder