5 Ocak 2013 Cumartesi

japonca'da sövme meselesi


anladığım kadarıyla, birine "sen" diye hitap etmek bile, yerine göre yeteri kadar aşağılayıcı olduğu için, ayrıca bir küfür edebiyatı geliştirmeye lüzum görmemişler. söven birinin muhatabına yansıtmak isteyebileceği duyguları, kelime seçimleri, mimik ve telaffuz ile soyut titreşimler halinde aktarabiliyorlar. "sen" kelimesinin pek çok varyantının olması da, bu bakımdan işlerine yarıyor.

iddiamızı örneklerle açıklayalım. ilk iki örneğimizde sen kelimesi hiç kullanılmıyor, burada nezaket ve saygı ifade ediliyor:

tanaka-sama, dochira ni irasshaimasu ka? (tanaka beyefendi, hangi ciheti teşrif etmektesiniz?)

bu cümle keigo denen saygı dili kalıbı ile kurulmuş bir cümle. keigo, kişinin kendisinden yukarı seviyedeki kişilerle konuşurken kullandığı dil. "sama" hitabı, "nereye" mânâsına gelen "doko" yerine, "hangi" demeye gelen ve biraz daha kibar bir kelime olan "dochira" kelimesinin seçilmesi ve "gitmek" anlamına gelen "iku" fiili yerine, keigo'da aynı mânâyı ifade eden "irassharu" fiilinin kullanılması, bu cümleyi had safhada saygılı bir cümle yapıyor. keigo gündelik hayatta kullanılmıyor, hatta bütün japonlar da kullanamıyorlar, daha ziyade şirket-üniversite gibi mahallere mahsus bir dil.

yamada-san, doko e ikimasu ka? (yamada bey, nereye gidiyorsunuz?)

bu cümle teinei-kei denen kibar dilde söylenmiş. yabancı biriyle konuşurken seçmeniz gereken ihtiyatlı şekil bu, ama arkadaş ortamları için biraz fazla resmi. konumuz açısından dikkat ettiğimiz nokta şu: tanımadığımız veya mesafeyi korumak istediğimiz kişilere sen diye hitap etmiyoruz. bundan sonraki iki örneğimiz ise daha samimi hitap tarzları içeriyor.

kimi, doko e iku no? (sen, nereye gidiyon?)

bu cümle futsuu-kei denen gündelik konuşma ile söylenmiş. aslında "kimi" kelimesi kullanarak uzatılmasını da pek beklemezdik, sadece "doko e iku no" kulağa daha hoş geliyor, daha pratik. kimi kelimesi, "sen" demek, ama samimiyetle laubalilik arasında bir yerlerde bir ilişki kurabildiğiniz bir kişiye hitap ederken kullanabileceğiniz şekli. ahbap çavuşlar için ideal. ancak pek tanımadığınız, sadece merhabanız olan kişilerle konuşurken ağzınızdan kaçırırsanız, ters bakışlarla karşılaşabileceğiniz bir kelime. müdürünüze veya hocanıza hitap ederken kullanmanız, "beni işten at" veya "beni sınıfta bırak" mesajını da ihtiva edebilir.

anata, doko e iku no? (sen, nereye gidiyon?)

buradaki anata da "sen" demeye geliyor, ama buradaki tarzda kullanılışı, galiba daha çok hanımların beylerine hitap ederkenki samimi tavırlarına münhasır. bu cümleyi aslında "canım, nereye gidiyorsun?" diye tercüme etmeliydik. son iki örneğimizde ise, artık samimiyet sınırını da aşıyoruz.

omae, doko e iku no? (sen, nereye gidiyon?)

anladığınız gibi, omae de "sen" demek, biraz daha paldır küldür, hatta kaba. türkçe karşılığı herhalde "nere gidiyon lan" gibi bir şey olurdu.

onore, doko e iku no? (sen, nereye gidiyon?)

onore de "sen" demek, bunu sadece akutagawa'nın bir hikayesinde gördüm ve galiba bu sefer cümleyi türkçe'ye çevirmek için bolca isim tamlaması kullanmamız gerekecek: "ulan x'ini y ettiğimin z'si, nere gidiyon lan, p'nin q'su!?"

edit: tokyo'dan şimdi aldığımız bir habere göre, bir de sadece yakuza'ların ve nadiren kullandıkları kisama kelimesi varmış, "sen" mânâsına gelen, epeyce ağır bir kelime imiş. gerçi jim breen'in sözlüğünde sadece "vulgar" diye not düşülmüş, halbuki onore için "insulting" diyor, ama kelimenin ağırlığı yerine göre değişebiliyor, mesela baka kelimesi, kansai veya kantou taraflarında farklı farklı algılanabiliyor.

yeni bir edit: aldığımız yeni bir habere göre, küfür etkisi yapabilen ve "sen" mânâsına gelen kelimeler arasında bir de temee varmış. kaynağımız bu kelimenin kavgalarda en çok kullanılan kelimelerden olabileceğini işaret ediyor, samimi olunmayan birine hitaben kullanıldığında kavga sebebi olabileceğini de ekliyor.
#2261198 - sirkencubin  - 20.10.2011   19:58

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder