devrim kelimesinin ihtilal veya inkılap manasına
geldiği
göz önünde bulundurulduğunda devrimci de ihtilalci veya inkılapçı manasına
gelir. aslında avrupa lisanlarındaki "revolüsyonist"
kelimesinin karşılığıdır. ilginç bir
kelimeler salkımının en sakil üyesidir bu kelime. revolüsyonist avrupa
lisanlarında köken itibariyle devrî bir hareketi çağrıştırır. düzenin dönüşümü demeye gelir. kelimenin ilk zuhur ettiği dönemde zamanın bir
takım devirleri takip ederek dairevi bir hareket çizdiği düşünüldüğünden düzen değişikliği de eski durumuna dönmek gibi
anlaşılmıştır. kelimenin revolver
kelimesi ile akraba olması da hoş bir tesadüftür. giderek zaman algısının doğrusal bir hal alması ile birlikte
revolüsyonistlik ileri doğru bir hareket olarak görülmüştür. düzeni
dönüştürmek
kastedilir. türkçe'ye ise fransız
ihtilali münasebeti ile girmiştir. kavramı
türkçe ifade etmeye çalışan büyüklerimiz olup bitenden kargaşa, karışıklık gibi şeyler anladıkları için, bozulma, halel gelme manasına gelen ihtilal sözünü revolüsyon karşılığı olarak kullanmışlar, haliyle revolüsyonist de ihtilalci olmuştur. daha sonra kalb etmek, değiştirmek, dönüştürmek manasına gelen inkılap kelimesi kavrama
daha fazla yakıştırılmış ve elemanlar inkılapçılığa terfi etmişlerdir. türkiye
cumhuriyeti kurulurken de bu isim tercih edilmiştir.
ancak zaman içinde dil faşistleri bu kelimeyi de özleştirmeye karar vermiş ve devrim, devrimci karşılıklarını uygun görmüşlerdir. batıda revolüsyon kavramının dönüşüm manasını ihtiva etmesi, bir düzeni ortadan kaldırıp
yerine yenisini kurmak demeye gelmesine mukabil bizdeki harika kişiler sadece yıkmakla
ilgili kısmına odaklandıklarından olacak devirmek kökünden gelen karşılıkları
kendilerine yakıştırmışlardır.
el-hak bu isim kendilerine pek de yakışmaktadır: dertleri zorları devirmektir. ne kadar mukaddes şey bulurlarsa yıkmaya, devirmeye çalışırlar. bütün olumsuzlukları ile isimleri, türkçe'de anarşist ve terörist
kelimelerini çağrıştırır olmuştur. halkımızın
anarşist
kelimesini de terörist manasına kullandığı hatırlanırsa, hepsinin aynı kapıya çıktığı görülecektir. ülkem insanı devrimcileri haydut, eşkiya vb olarak
görmektedir. bu imajı hak etmek için
az uğraşmamışlardır: masum insanları kurşunlamışlar, oraya buraya bombalar koymuşlar, bombalı pankartlar asmışlar, banka soymuşlar, gasp
suçu işlemişler, gerektiğinde kendi arkadaşlarını öldürmekten çekinmemişler, kendilerine taraftar kazanabilmek için para, kadın
ve silahı yem olarak kullanmışlar, türk
bayrağını
indirip yerine kızıl paçavralar asmaya tevessül etmişler, istiklal marşı yerine enternasyonal söylemeyi marifet
sanmışlar, atatürk'e burjuva kemal
demekten çekinmemişler, ama sonra herkesten
hızlı atatürkçü kesilmişler, yemedikleri nane
kalmadıktan sonra kendilerini sütten çıkmış ak kaşık sanmışlardır. kafayı ülkücülerle bozmuş olmaları, her fırsatta bire bin katarak iftiraları ardı
ardına sıralamaları, hakaret yağmuruna tutmaları, vicdanlarının derininde saklı bir sızının eseri olabilir mi? vicdanları
var mı acaba? yoksa sadece pavlov'un köpekleri gibi ağababaları tarafından
öyle şartlandırıldıkları için mi durmadan havlıyorlar? bana ikincisi gibi geliyor, umarım ilkidir, hiç
olmazsa bir ümit var demektir.
ülkenin geleceğini sosyalizmde gören inanmış, samimi ve bana göre yanılan insanları
devrimciler zümresi içinde sayılmaktan tenzih ederim. insanın sahip olduğu insani değerler, dünya görüşünün önüne geçebilir ve ahlaklı ama fikrini
paylaşmadığım insanı, fikrimi paylaştığı halde ahlaksız olana tercih ederim. sözlerim
sadece kuduzlar hakkındadır.
(sirkencubin, 11.02.2003 01:21 ~ 01:27)
not: mesela son cümlede bahsettiğim kuduzlar ihl sözlük'te değil. bunu
altında başka
bir yerden kopyalandığını, henüz ihl
ortada yokken yazıldığını belirtmeden kopyalarsam, yanılıp
üstüne alınanlar olamaz mı? belki de olmaz, ama ihtiyatlı olmak daha güzel.
#2279320 - sirkencubin - 02.11.2011
00:50
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder