kısmen doğru olmak
bakımından netice itibariyle hatalı bir fikirdir. birincisi eski türkçenin de
kendine has bir söyleyiş ve ahengi vardır ve güzeldir. ancak
türklerin yerleşik medeniyet sahibi olmadıkları döneme ait olması
bakımından, esas itibariyle sözlü edebiyatla sınırlıdır ve çok fazla işlenmiş değildir. ikincisi
diller de kültürler gibi alışveriş yoluyla zenginleşir, gelişir, güzelleşir. türkçenin
tekamülüne zamanın ilim ve tefekkür dili olan arapçanın, edebiyat dili olan
farsçanın katkıları kadar yoğun olmasa bile, başka
dillerin de tesirleri vardır. çinceden, sanskritçeden tutun, rumcaya, italyancaya kadar.
bütün büyük diller için ve hatta arapça için bile durum böyledir. ayrıca türkçe
grameri bakımından güçlü bir dildir ve en az herhangi bir dil kadar şiir ve
edebiyata elverişlidir, ama bu potansiyelin kullanılabilir hale gelmesi dilin işlenmesiyle
gerçekleşir ve o da yerleşik hayat tarzına geçmek, diğer
dillerden istifade etmek ve çokça yazmakla, zamanla olur.
#417093 - sirkencubin - 02.07.2009
13:34
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder