üniversite öğrencileri için bir numaralı mekan kantindir. ders denen dayatma faaliyetlerin haricinde her
türlü öğrenci
faaliyetinin kotarılacağı başlıca mekanlardan birincisi kantindir, kanaatimce. hatta ders notu alışverişi gibi işlerin, sakin zamanlarda ders çalışma gayretinin mekanı
olarak üniversitenin "talî" amaçlarına
bile hizmet edebilir. şahsen kantinin sakin bir zamanını yakaladığımda orada ders çalışmayı, kütüphane de denilen hapishanelerde çalışmaya tercih etmişimdir.
üniversitelerin önde gelen fonksiyonlarından olan
siyaset üretme işinin başlıca mekanlarından biri de kantinlerdir. hatta bu alanda ihtisaslaşma bile söz konusu
olabilir. filan fakültenin kantinini "x
grubu" eni konu sahiplenmişler ve posterleri, afişleri, kitap sattıkları masaları ile dayayıp döşemişlerdir. forumları için de gözde bir mekan olarak kantini
seçerler çoğu
zaman. bu durumda "y gurubu"
da bir başka
kantine devam eder, orada toplanır, okudukları
gazeteleri masada bırakarak halkın istifadesine sunma işini orada yürütür. laf aramızda "okuduğunuz gazete" spor haberlerini bir gün bayatlamış olarak vermek gibi
affedilmez bir teknik yetersizlikle "donanmış"
ise pek de öyle ortalıkta bırakıp gidemezsiniz, güzel yurdumun kıymetli
insanları gazeteleri "mütalaa etmeye" spor sayfasından başlar. zaman zaman farklı gruplar arasında "kantin
ziyaretleri" de yapılabilir, ancak bu tür hareketler "ev sahipleri"
tarafından hoş karşılanamayabileceğinden pek tercih edilmez. tıp fakültesi kantinleri ise bütün üniversitenin
en sakin mekanları arasındadır. etliye sütlüye karışma işleri ancak baskın
gruplar için söz konusu olabilir.
kantinler öğrencilerin her türlü insani faaliyetleri için
uygun olabilir. dostluğun sürdürülmesi için
elverişli yerlerdir, çam sakızı kabîlinden
de olsa, küçücük bir bardak çayla dostlarınıza ikramda bulunursunuz. gün olur
sevdiğinize
derin hissiyatınızı açmak için kantini seçersiniz. öğrenciler
üzerinde araştırma yapacak bir kişinin ilk uğraması gereken yer kantindir, yaşasın kantin...
(sirkencubin, 16.02.2003 19:28)
ege üniversitesi tıp fakültesi vaktiyle üç ayrı
kantiniyle eşine
nadir rastlanan eğitim kurumlarından biri idi. sınıflar arasındaki tuhaf hiyerarşi kadar, yakınlık gibi bir pratik sebebe de bağlı olarak
alt sınıflar ile üst sınıfların kantinleri ayrı ayrıydı. alt sınıflar her gün
derse girdikleri anfilerin yakınındaki kantine devam ederlerdi ve dolapları da
bu nahiyede bulunurdu. üst sınıflar ise hastane içinde staj gördükleri için
hastanenin altındaki kantine giderlerdi, onların dolapları da oraya yakındı. üst
sınıflar alt sınıfların kantinine uğramaya pek tenezzül etmez, alt sınıflar ise üst sınıfların kantinine
girmekten zaman zaman çekinirdi. üzerinize dikilmiş "vay çaylak vay" bakışları arasında çayınız boğazınızda düğümlenip kalabilirdi. zaten ders çalışma salonları da ayrı ayrıydı bu grupların, ayrı dünyaların insanıydılar. üçüncü kantin ise, alt
kantinin yan tarafında dolaplara tahsis edilmiş bir mekanın elden geçirilmesiyle oluşturulmuş sigarasız kantindi. dolaplar başka bir yere taşınmış, masaları,
sandalyeleri, masa örtüleri ile diğer kantinlerden farklı, biraz pastane havasında bir yer elde edilmişti. sigara içenler pek uğramasa da kendine has
müdavimleri olan hoş bir yerdi. sonra
bir gün teos cafe diye bir yer açıldı ve bütün kantinler kapatıldı. hâlâ ve
inatla kınıyorum efendim.
(sirkencubin, 16.02.2003 19:37 ~ 19:40)
#2279122 - sirkencubin - 01.11.2011
23:12
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder