-doktor bana bu ilacı verdi, iyi mi?
hani olur ya, doktor yanlış ilaç vermiştir belki diye teyit etmek ister halkım. işin mayhoş tarafı bu soruyu birinci sınıftan itibaren sorarlar. bilmiyorum dememek racondur. hele "bilmiyorum lan, manyak mısınız, daha bu dersi almak için önceden almak gereken dersi almak için önceden almak gereken dersi yeni alıyorum ben, bela mısınız, nesiniz" demek çok ayıp olur. öyle yapmazsınız zaten, anlıyormuş gibi yapıp hastaya şikayetlerini anlattırırsınız, bir yandan da ilacın prospektüsünü inceleyip bir şeyler anlamaya çalışırsınız. sonra hastaya doktorun doğru ilaç verdiğini söylersiniz. hasta inanmaz tabii, "lan daha bu çömez, ne bilecek" der. çömezse niye sorarsın be adam, hasta mısın nesin ya? a evet, hastaydın ya, doğru...
- şimdi sen ne doktoru olacan?
aslında bu da bir bakıma hangi bölümdesin sorusuyla eşdeğerdir. ama tekrar tekrar sorulan bir soru olduğu için bu versiyonunu da yazmanın bir mahzuru olmasa gerek.
-doktor bi tansiyonumu ölçer misin?
bu da en çok sinir bozan sorulardan biridir. yok, hani bi tansiyon ölçüversek tansiyon aleti elimize yapışmaz elbette, ama bütün gece nöbette bin beş yüz kere tansiyon ölçtükten sonra sorulursa küfür edermiş gibi geliyor. tansiyon diyeni öldürmek istemek falan oluyorsunuz yani.
-evet doktor bey, hastamız bugün nasıl?
çok çeşitli versiyonları olan bu soru, `vizit` sırasında hoca tarafından sorulur. cevaplaması en güç sorular arasındadır. sabah gelip de hastanızı muayene edip tekrar tekrar sorgulamamış, en azından dosyasını gözden geçirmemiş iseniz, "kem"lerle "küm"lerin arasına sıkıştırıp hocaya söyleyece bir şey bulamazsınız. `raynaud fenomeni`ne uğramış gibi renkten renge girersiniz. o yüzden "hastayı sabah asistan zaten muayene etti, biraz sonra uzman muayene edecek, sonra hoca muayene edecek, yazık lan adama" demeden ve de tembellik etmeden her sabah her hastayı tekrar mıncıklamak gerekir. iyi öğrenciler öyle yapar. üç kağıtçılar dosyayı karıştırır, abi hasta nasıl diye asistana sorar, geçiştirir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder