küçük derviş diye de bilinir.
serum niyetine...
(sirkencubin 14/08/2009 16:00)
1. demlenecek çayın vasfını bilmek gerekir. çaykur eskiden standart içme çayı olarak turist çayını üretiyordu, kamelya çayı ise biraz daha sert bir çaydı. sonra turist çayını bozdular, kamelya çayını da bozdular, standart içme çayı şeklinde üretmeye başladılar, sonra daha da bozdular, onun yerine içilebilir çay olarak tiryaki çayını çıkardılar. binaenaleyh tiryakinin ölçüsü tiryaki çayıdır, turist çayı ve kamelya çayı tam olarak çay sayılmaz. karşılaştırma için, ikinci nokta olarak, kaçak çay olarak da bilinen seylan çayını alıyoruz. imdi, çay çiçeği tiryaki çayı ile seylan çayı arası bir çaydır, demliğe boca edebileceğiniz bir çay değildir. filiz çayı da tiryaki çayı ile çay çiçeği arası bir çaydır. tomurcuk çayı da filiz çayı ile çay çiçeği arası bir çaydır. harman yapmak yerine bu çaylardan birini saf olarak kullanacaksanız, miktarına dikkat etmeniz gerekir.
2. çay yaprağı paketten demliğe el ayarı göz kararı boca edilmez. kullandığınız çay çeşidi veya harmanınıza göre demliğin bir hakkı vardır, kaşıkla sayarak, ölçerek, hesap ederek koymanız gerekir.
3. demlenmiş çay, bardağa rastgele boca edilmez, demi ve suyu aynı anda dökerek ölçüsüz karıştırmak yanlıştır, önce uygun miktarda dem konur bardağa, üstüne su eklenir.
4. çay ağzınızdaki lokmayı boğazınızdan yuvarlamak için kullanacağınız bir sıvı değildir, ağızda lokma varken çay yudumlanmaz, lokmanızı yutunca yudumlarsınız, hatta yeme işi bittikten sonra içmeniz evladır. mekanik etki için içiyorsanız, su için, meyve suyu için, süt için.
(sirkencubin 16/10/2011 01:38)
çay tiryakisi ile çaykeş arasında fark vardır. tiryaki "çay"sız yapamaz; usulünce, şartınca demlenmiş
çayın müptelasıdır. zevkine uygun, çay
gibi çay yoksa içmez. çaykeş çaysız yapamaz, bardağı, demliği, semaveri
seçmeyi bırakın çayı bile seçmez, acil şartlarda türev de alabilir. bazı çaykeşlerin zaman içinde iflah olup tiryakiliğe
yöneldikleri gözlenmiştir.
usûlünce içilecek çayın lebrenk, lebrîz ve lebsûz
olması gerekir. yani (durak rengi gibi) kırmızı, bardağa iyice doldurulmuş ve
dudak yakacak kertede sıcak olmalıdır.
derler ki türkistan'da bir şehri düşman muhasara
etmiş. şehrin emirine sorulmuş: "çıkıp harbetmeyecek miyiz efendim?"
"durun hele" demiş emir, "daha çayımızı
içmeden nasıl harbedeceğiz?"
meşhur hikayedir: kafesinden kaçan arslan bir devlet dairesine sığınmış. her gün bir memur yermiş, uzun müddet dikkat
çekmeden hayatını sürdürmüş. bir gün çaycıyı yemiş ve derhal yakayı ele
vermiş.
ezcümle kritik bir maddedir çay.
(sirkencubin, 28.01.2003 00:18 ~ 05.07.2005 10:19)
kantinden almanın risk taşıdığı içecek. ya henüz demlenmemiştir, veya demleneli hayli olmuş, zifte çalar olmuştur. bazı bazı da çay diye bulaşık suyu içersiniz. kantinci çaya karşı saygısız bir mahluksa aklı başında bir
çay içmek mesele olur. "kahve
alsaydım keşke, hiç olmazsa ne içeceğimi bilirdim..." dersiniz, sonra yine gider çay alırsınız.
(sirkencubin, 17.04.2003 12:56 ~ 13.02.2006 10:15)
üşümüşseniz içinizi ısıtır, sıcaklamışsanız -içerken
oh dediğiniz, biter bitmez yine dilinizin sarktığı buz gibi içeceklerin
aksine- ağır ağır içtikçe
hararetinizi alır, susuzluğunuzu giderir. halvet vakitlerinizde gözlerinizle çaya dalar
gider ve gönlünüzü dökerseniz çayda kendinizle söyleşirsiniz, yalnızlığınızı da alır. vuslat vakitlerinizde bir dost da çay olur, meclisinizi daha bir şenlendirir.
"çayda safâ, çayda şifâ
bunu bilmez ehl-i hevâ"
içmesini bilene, afiyet olsun efendim.
(sirkencubin, 28.05.2003 11:03 ~ 11:40)
#2269283 - sirkencubin - 26.10.2011
21:50
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder