26 Aralık 2012 Çarşamba

çay / ekşi-mürteci


küçük derviş diye de bilinir. 

serum niyetine...
(sirkencubin 14/08/2009 16:00)

1. demlenecek çayın vasfını bilmek gerekir. çaykur eskiden standart içme çayı olarak turist çayını üretiyordu, kamelya çayı ise biraz daha sert bir çaydı. sonra turist çayını bozdular, kamelya çayını da bozdular, standart içme çayı şeklinde üretmeye başladılar, sonra daha da bozdular, onun yerine içilebilir çay olarak tiryaki çayını çıkardılar. binaenaleyh tiryakinin ölçüsü tiryaki çayıdır, turist çayı ve kamelya çayı tam olarak çay sayılmaz. karşılaştırma için, ikinci nokta olarak, kaçak çay olarak da bilinen seylan çayını alıyoruz. imdi, çay çiçeği tiryaki çayı ile seylan çayı arası bir çaydır, demliğe boca edebileceğiniz bir çay değildir. filiz çayı da tiryaki çayı ile çay çiçeği arası bir çaydır. tomurcuk çayı da filiz çayı ile çay çiçeği arası bir çaydır. harman yapmak yerine bu çaylardan birini saf olarak kullanacaksanız, miktarına dikkat etmeniz gerekir. 

2. çay yaprağı paketten demliğe el ayarı göz kararı boca edilmez. kullandığınız çay çeşidi veya harmanınıza göre demliğin bir hakkı vardır, kaşıkla sayarak, ölçerek, hesap ederek koymanız gerekir. 

3. demlenmiş çay, bardağa rastgele boca edilmez, demi ve suyu aynı anda dökerek ölçüsüz karıştırmak yanlıştır, önce uygun miktarda dem konur bardağa, üstüne su eklenir. 

4. çay ağzınızdaki lokmayı boğazınızdan yuvarlamak için kullanacağınız bir sıvı değildir, ağızda lokma varken çay yudumlanmaz, lokmanızı yutunca yudumlarsınız, hatta yeme işi bittikten sonra içmeniz evladır. mekanik etki için içiyorsanız, su için, meyve suyu için, süt için.
(sirkencubin 16/10/2011 01:38)


çay tiryakisi ile çaykeş arasında fark vardır. tiryaki "çay"sız yapamaz; usulünce, şartınca demlenmiş çayın müptelasıdır. zevkine uygun, çay gibi çay yoksa içmez. çaykeş çaysız yapamaz, bardağı, demliği, semaveri seçmeyi bırakın çayı bile seçmez, acil şartlarda türev de alabilir. bazı çaykeşlerin zaman içinde iflah olup tiryakiliğe yöneldikleri gözlenmiştir.

usûlünce içilecek çayın lebrenk, lebrîz ve lebsûz olması gerekir. yani (durak rengi gibi) kırmızı, bardağa iyice doldurulmuş ve dudak yakacak kertede sıcak olmalıdır.

derler ki türkistan'da bir şehri düşman muhasara etmiş. şehrin emirine sorulmuş: "çıkıp harbetmeyecek miyiz efendim?" "durun hele" demiş emir, "daha çayımızı içmeden nasıl harbedeceğiz?"

meşhur hikayedir: kafesinden kaçan arslan bir devlet dairesine sığınmış. her gün bir memur yermiş, uzun müddet dikkat çekmeden hayatını sürdürmüş. bir gün çaycıyı yemiş ve derhal yakayı ele vermiş.

ezcümle kritik bir maddedir çay.

(sirkencubin, 28.01.2003 00:18 ~ 05.07.2005 10:19)

kantinden almanın risk taşıdığı içecek. ya henüz demlenmemiştir, veya demleneli hayli olmuş, zifte çalar olmuştur. bazı bazı da çay diye bulaşık suyu içersiniz. kantinci çaya karşı saygısız bir mahluksa aklı başında bir çay içmek mesele olur. "kahve alsaydım keşke, hiç olmazsa ne içeceğimi bilirdim..." dersiniz, sonra yine gider çay alırsınız.

(sirkencubin, 17.04.2003 12:56 ~ 13.02.2006 10:15)

üşümüşseniz içinizi ısıtır, sıcaklamışsanız -içerken oh dediğiniz, biter bitmez yine dilinizin sarktığı buz gibi içeceklerin aksine- ağır ağır içtikçe hararetinizi alır, susuzluğunuzu giderir. halvet vakitlerinizde gözlerinizle çaya dalar gider ve gönlünüzü dökerseniz çayda kendinizle söyleşirsiniz, yalnızlığınızı da alır. vuslat vakitlerinizde bir dost da çay olur, meclisinizi daha bir şenlendirir.

"çayda safâ, çayda şifâ

bunu bilmez ehl-i hevâ"

içmesini bilene, afiyet olsun efendim.

(sirkencubin, 28.05.2003 11:03 ~ 11:40)
#2269283 - sirkencubin  - 26.10.2011   21:50

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder