hangi fakülteye girdiğine göre değişir.
tıbbiyeliysen,
sakın edebiyatçılarla eve çıkma. çıkarsan da çoğunluk tıbbiyelilerde olsun. mümkünse kendi sınıfından birileriyle eve çık ve bunlar ders çalışan adamlar olsun.
sağa sola bulaşma, vatan kurtarmaya kalkışma. biz denedik, olmuyor öyle. dersini çalış. bir daha semiyoloji kitabı okuyacak fırsatın olmayabilir. olsa bile, başka okuyacağın şeylerden çalacak, zamanını.
inek olmak, eşşek olmaktan iyidir. okula git. derse gir. hocayı dinlemeye çalış, dersi derste öğrenmeye bak. basılı ders notu varsa bile abartmadan textbook okuyabilirsin. derste not tutman gerekiyorsa, mutlaka textbook olsun evde. tarkan's pathology ile hayat geçmez. (lange gibi, nms gibi seriydi resmen adamın notları ya, her defterinden en az üç yüz kopya çıkarılmıştır, tarkan's farma, tarkan's otkök... hey gidi günler...)
"guyton, ganong boş şeyler, para harcama bunlara; ille bir şey alacaksan merck al, evladiyelik" diyen abilere inanma. geçti o devirler. o abi kurasını çekti gitti, hayatına başladı, sen tusa gireceksin, şapa oturursun, söyliyim sana. merck'in yeni baskısı çıktı (yeşil, üstelik bu gerçekten cep kitabıydı), sonra daha yeni baskısı çıktı (lacivert); iki buçuktan üç cilt meydan larus cesametindeki cep kitabı kahverengi kapaklı "evladiyelik" merck müzelik oldu çoktan, o kitabı bastıklarında bt beyin tomografisi demekti, acilde gidip beş dakkada kontrastlı bt anjio çektirilmiyordu, hocalar bt filmlerini esas duruşta inceliyordu. guyton veya ganong'u lüzumsuz sandığın için sonradan pişman olup, döne döne o bilgileri öğrenmeye çalışırsın. fizyoloji lüzumsuz bir ders değil. fizyolojiyi öğrenmen gerekiyor. bu arada ilginçtir, patoloji de lüzumsuz bir ders değilmiş. makroskobileri salla, ama mikroskobiden tus'ta soruyorlar. patogenez olayını de iyi bir hekim olmak istiyorsan öğrenmen gerekiyor. fizyoloji dersinde silgi savaşı yaptığın adamlar doçent olur, sen de kronik tusiyer olursun, diyim saa.
ot olma, gez dolaş, arkadaşlarınla vakit geçir. bunların telafisi yok. gezi düzenleyen adamlar nurcu olabilir, problem değil, git, gez, gör, eğlen, hatıra edin. kasmana gerek yok, kazmalık etme. nurcular da insan, beraber geziye gittin diye hiçbir şeyi satmış olmazsın.
farklı fakültelerden arkadaşlar edin, ortamlara gir çık, görgünü arttır, bakış açını genişlet. ama evin yolunu unutma. kütüphane bizi bozar hacım, delikanlıyık, bilmem neyik triplerine girme. o ders çalışılacak. şimdi çalışmazsan sonra çalışman gerekir, katlamalı olarak. en hayırlısı vaktinde çalışılanı.
kitap oku. çok oku. otobüste oku, anlattığı dersi kendi de anlamayan hocanın dersinde oku, sabahla, yahut akşama kadar oku, mutlaka oku. daha sonra okuma fırsatın giderek azalıyor. her şeyi okuyabilirsin, korkma. kimse senin beynini yıkayamaz, eğer beynin varsa. ama ara sıra kaçamak yapmak caiz olsa da, planlı programlı oku mümkünse, serseri gibi okumak eğlencelidir, ama bir yere varamama ihtimalin de var. çok kitap var, bitmiyor hepsi. walla. önce temel konuları oku. ilmihalle başla. akaid oku. kelam oku. sağlam bir akaid bilgin olursa, hiçbir şeyi okumaktan çekinmen gerekmez. seyyid kutub da okuyabilirsin, ihlasçıların gazına gelme. gerçi seyyid kutub okumamakla bir şey kaybetmiş sayılmazsın dedi bi abi, okumasan da olur. ama ali şeriati okunabilirmiş bak. ben bile okusam hatta bir ara fırsat bulursam. peyami safa oku. ama peyami safa romancıdır, birinci sınıf bir romancıdır ve fakat mütefekkir değildir, aklında olsun. necip fazıl oku, onun da şair olduğunu ve mütefekkir olmadığını unutma. heyecanlanınca kanatlanan, muhakemeyi bırakan adamdan mütefekkir olmaz. mütefekkir cemil meriçtir. mutlaka cemil meriç oku. kanaatlerine katılman gerekmez, düşünmeyi öğrenmen için gerekli. imam gazali'yi de oku. ihya oku hatta. sadece din konusunda değil, muhakeme konusunda da ihya eder seni. şiir oku. çok okuyabilirsin, hatta ezberle. şiir yazma sakın. hatuna yazabilirsin, o sayılmaz. roman oku. roman okumaya ne gerek var diyenleri ciddiye alma. sen tıbbiyelisin, niye arkeoloji kitabı okuyorsun diyenleri de ciddiye alma. arkeoloji veya astronomi kitabı okuyabilirsin, hiç mahzuru yok. ama arkeolog veya astronom olmak niyetinde değilsen, abartma. çok sahada okumak, çokdisiplinli düşünebilmek, güzel bir şey, ama her sahayı ele aldığında kendini kaptırırsan dağılırsın, bir işe yaramaz.
kızlardan kaçmana gerek yok, arkadaş olabilirsin, çok gerekiyorsa samimi bile olabilirsin, sakın laübali olma. çıktık, bitti diye bir olay kitabımızda yazmıyor, ciddi niyetin yoksa kimseyle çıkma. manita olayı bizde yok. kız mevzusu her şekilde bozabilecek bi mevzudur. şunu kaçırıyorum, bunu kaçırıyorum diye kaygılanma, sadece ahirette değil, dünyada da yol su elektrik olarak geri döner sana hepsi. evlenebiliyorsan, gerçekten değecek biri varsa evlen. evlendim diye dağıtacaksan, evlenme. o okul bitecek, başka yolu yok.
fakülteye başladığımız gün dekan bir şey söylemişti, son olarak onu aktarayım: "bugünden itibaren hekimsiniz, ölünceye kadar öğrencisiniz."
allah yardımcın olsun...
(sirkencubin 01/09/2009 09:39)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder