30 Aralık 2012 Pazar

mecelle


sadece mahkemede değil, günlük hayatta da işe yarayabilecek bir metindir, bilhassa da ilk yüz maddeden meydana gelen mukaddimesi. mukaddime, mecellenin usül kısmıdır ve "beraet-i zimmet asıldır", "şekk ile yakîn zâil olmaz" gibi mânânın billûrlaştığı, faidenin bal damlası gibi süzülüp aktığı düsturlar ihtiva eder. mümkün olursa bir "mecelle mukaddimesi şerhi" alıp okuyun, haddim olmayarak tavsiye ederim. 
(sirkencubin, 04.02.2003 23:23) 


daracık sokaklarda yüksek apartmanların manzarasız pencerelerinin birbirine baktığı; özel hayatın, mahremiyetin giderek aradan çekildiği bir çağın insanlarının anlamakta zorlanacakları bir hukuku temsil eder mecele. yazıldığı vakitlerde henüz hususî hanelerde yaşanmaktadır, bu haneler sefer tası gibi üst üste dizilmiş değildir, her birinin bahçeleri, taşlıkları, avluları vardır. bazen sokağa bakan yüzleri tamamen kör olan, ama umumiyetle seçicilik sağlayan kafeslerle korunan bu evler, ışığı da, havayı da daha ziyade bahçeden, avludan alır; hayata, nefes alıp verdiği bu mekanlardan bağlanır. insanların ve bilhassa da kadınların görünmek istemedikleri kişilere görünmeme haklarının teslim edildiği zamanların kanunudur mecelle. şahsa ait olanın hürmet gördüğü zamanlardır. evler sokakları kesebilir, çıkmazlar devrin şahsiyet numunelerindendir. çıkmaz haline gelen sokak rastgele insanların gelip geçtiği bir yer olmaktan çıkar hususî insanların hususî maksatla gelip gittikleri bir yer olur. orası size aitse güzel bir ev kondurup iki ucu açık bir sokaktan iki adet çıkmaz üretirsiniz. kimse de buradan yol geçecek kardeşim diye mülkünüze müdahele etmez. kimse, yani devlet. ama orası sizin değilse, başkalarını rahatsız edecek bir çıkma bile yapamazsınız. inceliklerin, hassasiyetlerin, özlenesi günlerin kanunudur mecelle. 
(sirkencubin, 19.02.2003 01:04) 
(sirkencubin 01/11/2011 23:25)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder