medeniyetin sonu mu olur, yoksa batı medeniyetinin sonu mu olur, orası pek net değil ama ufukta görünen bir şeydir. ancak batı medeniyeti daha önce hiçbir medeniyetin yapamadığı bir şeyi yapıp, yörüngesiyle birlikte bütün gezegeni ele geçirdiği için, alternatiflerine yer bırakmadığı için, yeryüzünde varlığını sürdürebilen son medeniyetin çöküşü aynı zamanda gerçekten medeniyetin de çöküşü olabilir. kaldı ki bu medeniyet, başka hiçbiri ile kıyas edilemeyecek derecede tabiatı ve insan tabiatını bozduğu için, tasavvur edilen felaketlerin gerçekleşmesi de ihtimal dışı değildir. kendi kuyusunu kazan bir medeniyettir bu, zira maddeye hakim olma ve daha çoğunu elde etmeye endekslenmiş bir yapısı vardır. bu tavrıyla bir çok nesillerin ihtiyacı olan enerjiyi süratle emerek biriktirmeye ve bir yandan da çar çur etmeye devam etmektedir. işin esası medeniyet insanlık tarihinin olmazlarından değildir, aşağı yukarı son on bin senenin meselesidir. ama ortada avcılık ve toplayıcılık dönemine dönülebilecek bir dünya da kalmayabilir, tarih boyunca ilk defa bütün türlerin varlığını tehdit eden bir tür var bugün dünyada.
başvuru için şu an aklıma gelen kitaplar, toynbee'nin medeniyet yargılanıyor'u (türkçe baskısı yirmi yıl kadar önce tükenmiş olsa gerek), spengler'in batı'nın çöküşü ve howards ile rifkin'in (isimleri yanlış hatırlamıyorumdur umarım) entropi'si.
kültür dinamik, medeniyet statiktir. spengler böyle tanımlıyor.
YanıtlaSiltoynbee de dünya tarihinde medeniyetleri sıralarken ne türkleri ne de islamı zikrediyor.
oswald spengler'in batının çöküşü daha makul bir kitap gibi. ayrıca ismet özel'in kalın türk konferansının kitaba dökülmüş hali de iyi bir yol haritası sunuyor.
bir de ısmarlama herifler var fukuyama ile huntigton var. kitapları da yutturmalık dolma. uzak durmak gerekir.
toynbee, medeniyet yargılanıyor'da türklerden ve müslümanlardan bahsediyordu gibi hatırlıyorum...
YanıtlaSil